Dualite, birbirine bağlı iç içe zıtlıkların uyumu demektir.
Kafayı dengeye takmış olmam sebebi ile, hayatta nereye baksam çift yönlülük görüyorum...
Belki nesil olarak, özşefkati çok tanıyamadan büyüdük. Çünkü, "yapmak - var etmek" ihtiyacı vardı. Gözlemlerime dayalı bir genelleme yapacağım; en özgüvenli görünenimizin içinde dahi "eleştirel iç sesi" çok baskın... Hatta belki tam da bu yüzden özgüven iyi bir asker; korusun kollasın diye... Başarı odaklı olduk, sonuç odaklı olduk. İyi de ettik belki; bugünkü bizi yaptıklarımıza borçluyuz en nihayetinde.
Ve öte yandan gerektiğinde durmayı bilmek; şefkatli bir alandan ihtiyacı görmek... "Yapmak" tan, "Ol"maya geçmek... Akışta kalabilmek... Kabullenmek... Bugünlerde en büyük ihtiyaç haline de geldi...
Ben buna "Süper Uyumlanma Döngüsü" dedim. Tutturup gittiğimiz yol, durup düşünemediğimiz o yol; vakti zamanında bize fayda sağlamış olan tam işte o yol... Ya artık, işlevselliğini yitirmişse? Bunu ancak "arıza ışığı" yandığında görebiliyoruz çoğunlukla. Hadi buna da eyvallah; "aaa arıza var" der, merakla gözlemlersek ne ala...
Ama öyle olamıyor... Arıza ışına rağmen, gaza basmaya devam ediyoruz... O tarafa bakmıyoruz mesela. "Ay dur, şunu da yapayım, bunu da halledeyim, ona da sıra gelir elbet birgün" deyip, bildiğimiz yoldan devam... Taa ki, tekleyip sağa çekmek durumunda kalıncaya kadar...
Yerdiğimiz şeyler vardır; kabul edemeyeceklerimiz... İyiler ve kötüler... Aşırı bencil veya aşırı fedakar gelenler...
Hepsi, diğerinin anlamını pekiştiriyor esasında... Ve hangisinde uç noktaya kaymış bulursak kendimizi, orada bir rahatsızlık uyanıyor...
Ve hatta bunun içinde de bir dualite;
Biz sebatla dengede kalmaya çalışırken,
En benzersiz - en yaratıcı işler uçlarda çıkıyor...
En büyük olgunluklara, en büyük acılardan sonra erişiliyor...
Sonuçta, "Ç'est La Vie": Hayat bu... Çaba daimi...
Bazen haddimizi aşmak gerekecek
Bazen ara vermek...
Bazen yapmak gerekecek
Bazen olmak...
Ve tüm hayat, bu ikisi arasında gelip giderek, nihayete erecek... Bizeyse, deneyimlerimizden edindiklerimiz düşecek...
Not: Azıcık karamsar bir yazı mı oldu? Olmasın...
Ölümü düşünmek gibi olsun; iç karartıcı yanından bakmak yerine hayatın geçiciliğini fark ederek yaşama daha sıkı tutunmaya sebep olsun... Dilerim öyle olsun...
Sevgiyle...
6.Eyl.23