Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen, bir türlü nefeslenmeye fırsatımın olmadığı bir koşuşturma içerisindeyim. Hala bu yaşımda bir yerlerde barınmaya, evimi bulmaya çalışıyorum. Yaşamayı seçtiğim bu hayatta tek başıma bir şeyleri başarıyor olmak, en basiti evimin faturasını kendim ödeyebilmek, istediğim saatte istediğim yerlerde olabilmek gibi basit isteklerim vardı. İnsan nankör tabii, basit isteklerim gerçeğe dönüştüğünde tek başıma olmak zorunda kalmak ağır gelmeye başladı.
İnsan tek başına üç valiz, sayısız koli sırtlanıp bomboş evine veda edince kendini birden yapayalnız hissedebiliyor. Kimseden de dertlerimi kendine yük etmesini de istemedim hiç halbuki. Başım bir omuza yaslansaydı durup dinlenebilseydim kendim devam da edebilirdim. Böyle kendi kendime düşündükçe başarabildiklerimden çok başaramadıklarım biniyor tepeme. Kabusum olup ağlayarak uyandırıyorlar beni, yoruldum çok artık.
Her seferinde yazıyorum, konuşmak konusunda pek iyi değilim ben. Kızım diyorum, biraz sev kendini, halledeceksin, seninde iyi olduğun şeyler var, sevildiğin kalpler var, bu kadar acımasız olma kendine karşı. Pek de okumuyorum kendi yazdıklarımı geri dönüp, o yüzden bana benden başka bu kadar zarar veren kimse de olamıyor, birinciliği kimseye kaptırmıyorum.
Kalp kırıklıkları yaş aldıkça daha da dokunuyor insana galiba birde. Küçükken belki çok daha kısa sürede atlatacağım şeyler birbirine dolanıp içimde hiç bilmediğim yerlere dokunuyor, bambaşka acılarımı gün yüzüne çıkarıyor. Hepsi birbirine düğümlenip biraz sevilebilmek, kabul görebilmek için kendimden verdiğim ödünlere, kendimi unuttuğum günlere çıkıyor.
Geçen gün defterime iki sene önce yazdığım yazıyı buldum. İki senede duygularımın bir arpa boyu yol gidememiş olması üzücü geldi daha çok. Yazmışım ki;
“Şu zamana kadar sevilmek için o kadar çırpındım ki şimdi en ufak şeyde sevilen halimi sorguluyorum. Beni neden sevdiniz, neyimi sevdiniz, acaba bunu söylesem beni sevmekten vaz mı geçersiniz?”
Canınız sağ olsun. Kalbini kırdığım, bir şekilde, bir an bile kalbine girebildiğim herkesin.
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al, inandım
Morunuz mor, inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız.