Bir anlığına dalar gözlerin birbirini kovalayan dalgalara. Kıyıdaki taşlara vuran dalgalar güzel bir anıyı hatırlatır sana. Tekrar o dalgayı görmek istersin ama yok olmuştur çoktan. Dakikalarca sıra sıra gelen dalgalarda ararsın aynı duyguyu. Baktıkça da aynı duyguyu vermediğini anlarsın. Artık gitme vaktindir kayalıklardan, köpüren dalgalar seni daha derine çekmeden.
İnsan tutunur tutunur da kişilere değil anılara tutunur. Her ne kadar onu üzse de zamanın geçtiği, bir gül gibi dikenini sıkar da vazgeçmez kokusundan.
Belki de şuan ki haline yakıştırmadığı için eski anıları özlüyordur ya da ileride daha güzellerine sahip olamayacağını düşündüğü için dalıyordur o dalgalı denize.
Yapabileceği şeyler bellidir insanın kendine göre olanları. Belki de bir rüya gibi unutması lazımdı bir anda. Unutamazsın, silmeye çalışsan da üstündeki izi. Kalmıştır sana ölene kadar ağlamaklı hatıra.
Bakman gerekir aynaya.
Baktığın sen misin olmaktan korktuğun?
Yoksa gözündeki fer misin hep hayalini kurduğun?