yararım yok kimseye,
zararım var mı ondan da emin değilim.
kapandım dört duvara,
bir şarkı çalıyor kulağımda,
mutluluktan uzak, hüzün ve kederde tutsak.
cesurca şeyler düşünüp,
korkakça kaçar iken
kalem ve kağıt kalan elimde,
bir şiir yazıyorum.
en son ne zaman dolu dolu baktım?
bilmiyorum.
kurudu gözlerimin nehri.
eskiden hayallerim ıslanmıştı içinde.
söz geçiremediğim hasedim kaplıyor bedenimi,
herkesten nefret ettiğimi düşünmeyin,
"her şeyi çok taktı, kaçıyor!" demeyin.
veya öyle yapın, kimin umrunda?
zaten hissedebildiğim iki tane duygum kaldı.
biri öfke, yansımalarımda belirene.
diğeri de nefret, rüyalarımda görünene.
her yüzümü yıkadığımda su gibi vuruluyorum,
ne olmak istediğin kişi olabildin,
ne istediğin yere gelebildin!
ne şimdi heves edebiliyorsun yarına,
ne de heyecanını diri tutabildin!
yaşını sorarlar bir de sana,
erken derler daha, hayatının baharı
gözlerinin yorgunluğuna bakmaz kimse
eğer hatırlayabilirsen insan olduğunu,
ağlarsan mesela,
gözyaşlarına bakmadıkları gibi.
yaşadıklarını görmez kimse,
içtenlikle sormazlar.
merak etmezler hikayeni,
ki etmediler, yalan değil.
anlamazlardı ki zaten seni, anladılar mı? anlamadılar.
istemediğin bir yerde,
ait olmadığın evren köründe,
bir de bununla uğraş dur şimdi.
ilaçlarıma sarılırım, kitabıma ve şiire
gün geçirmiyorum çünkü,
biraz zaman öldürüyorum.
sizin dünyaya darılırım, benim de vaktim gelince
yaşıyor gibi değilim çünkü,
sanki saatimi bekliyorum.
bu acziyet içinde,
tam şu an dinlediğim,
sözsüz, ama insanın kalbini delen bir müzikle
ayağa kalkmak için bir neden arıyorum.
elim vaziyet geçince,
hayat bile diyemediğim,
zaman kırıklığıyla mücadelede
yardım et tanrım! yalvarıyorum!
bir kalem ve bir kağıtta
yok oldu sandığım duyguları
hiçbir şey anlatmadan aslında
anlattım açık açık.
ve bir an paylaşırsam
iyi olurmuş gibi geldi,
korkarım sıktım sizleri,
n'olur, kusruma bakmayın artık.
gündüzün güneşi batar da,
gece karamsarlık çökünce,
insan uykuya dalar.
yeni bir günü için ömrünün.
şimdi bu saatler,
asıl vaktim de gelince,
bir yemin vermek lazım, odur burda gördüğüm.
eğer uyanırsam yarına,
ki muhtemelen uyanırım
yerin yedi kat altından,
ufak da olsa bir kıvılcama
ateş olacağım ve
talihsizliklere yangın yakacağım.
güneş battıktan sonra
karanlıkta kalmak değil de,
ay doğunca haneme
yol sonu ölüm gelse,
mutlaka ayağa kalkacağım.