Bir roman
Belki de bir deniz
Siz bir de beni tek görseniz
Yalnızlığın arasında bedenim yansırken suya
İçim dışım bir olur
Dürüstlüğün verdiği saydamlıkla bakarım
Seve seve konuşurum sizinle
Kulağım hep sizle olur
Ama gözlerimi bağışlayın
Nasıl olur da ayırabilirim gün batımından
Denizle ahenkli buluşmasından
Anlıyorum
Evet çileniz gözlerinizden okunuyor
Ama bir mazeretim var
Ben yaşamak istiyorum, bu hayatı
Ucundan tutarak da değil
En derininden
Hem etrafımda sema ederken evren
Nasıl bırakıp gidebilirim
Aşığım yaşamaya
Berisi beni ilgilendirmez
Geçmiş çöplüğünü eşelemeyecek kadar büyüdüm
Belki boynum biraz eğri
Gözlerimin de feri sönmüş diyebilirsiniz
Ama hâlâ dik duruyorum
Hayasızlığınızın karşısında
Göğsüm hâlâ bir siper
Kem gözlü bakışlarınız
Kurşun misali sözleriniz
Ayaklarımın altında kocaman bir alev topu
Adı dünya
Kimileri düz der
Kimisi yuvarlak
Aslında biçimine bakmanın anlamsızlığını öğretmediler bize
Biçemi de hâlâ meçhul
Tanrının avuçlarından mı çıktık
Yoksa bilmediğimiz bu evrende
Bilinmezlikten gelip
Bilinemeyecek geleceğe mi sürükleniyoruz
İşte bunu kim bilebilir ?