üzerime ayın gölgesi düşer şimdi
bir uzun gölge yanımda yürür
dağılır içime acısı yayılır
ve ilk kez yazarken anlarım nedenini
cümlelerimin
üzerime sular boca edilir her şubat ayı
karlar bir tencerede toplanır erir kaynar sonra üzerime
soğuk bir dağ başında
"kar seni nasıl yakar"
"kar seni nasıl yakar "
sesimi çıkaramam
şimdi uzun gölgesiyim yanımda yürüyenlerin
ayaklarının altında çamur
sesler artık yankıdan değil ve çok net
şubat ayı geçti karlar erimedi
gölge kirlendi çamurla
ve karla
ardına en çok ardına bakar
tekrarlar aynı cümleyi defalarca
soğuk bir dağ başında
kar seni nasıl yakar
kar seni nasıl yakar