Dil dediğimiz tümce başta insanlara hafif gelebilir. Anadil dediğimizde ise bir üst seviye statüyü kapladığını az çok hissedebiliriz. Ama bu yazdığımı okuyunca aslında varlığımızın sebebini ve kaynağının olduğunu anlayacaksınız. Aslında yaşamımızın, ideolojilerimizin, kültürümüzün, ifadelerimizi aktarmak, hatta sadece biz değil her toplumun temel formalitesi olduğunu kavrayacaksınız. Çünkü bir toplumu köleleştirmek ve sömürge haline getirmek ya da bağımsızlığa kavuşturmakta en önemli etken olduğu söylenilir. Ve bunu vücuda dökmesi iki şekilde ve benzer gerçekleşir. Bunları en basit ve ilkel örnek üzerinden anlatacağım.
Mustafa Kemal 1930’lu yıllarda, Türk Tarih Kurumu üyelerine yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor: “Biz Balkanları niçin kaybettik, biliyor musunuz? Bunun tek sebebi vardır. Bu da Slav araştırma cemiyetlerinin kurduğu dil kurumlarıdır. Bu kurumlar bizim içimizdeki insanların milli şuurlarını uyandırdığı zaman, biz Balkanlar’da Trakya hudutlarına çekildik.” (Bkz: Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Turhan Kitabevi, 3.baskı, Olgaç Matbaası, 1984, s. 149) Bundan aslında iki sonuç çıkarılabilir. Birincisi; bir milleti milliyetçilik duygusunu, bağımsızlık fikrini benimsemesi, milli benliğini savunması, hakkını savunabilmesi, kültürüne sahip çıkması ancak ve ancak dille olur. Ve bu gibi milletlerde bağımsız yaşama bilinci kökleşir. Ve bunun gereği cumhuriyetin ilanından hemen sonra, Türk dili, Türk tarihi, Türk folkloru, Türk medeniyeti gibi Türkiyat enstitüleri kurulmuş. Üniversiteler ve okullara Türk Dili ve Edebiyatı dersi konulmuş.
İkincisi; bir milleti boyundurluk altında tutabilmeyi sürdürmek ve başarabilmek için kendi dilinizi onlara empoze etmek, milleti dilsiz bırakmak ve onlara kendi anadillerini unutturmaya, köklerini inkar etmeye, hırs ve ihtiraslarını bastırmaktır. O milletin tarihiyle, kültürüyle, edebiyatıyla ilgilenmesini engellemek ve bağlarını koparmak önceliktir.
Eğer bir tümevarım yapacak olursak dediğim gibi; "Bir milleti sömürgeleştirip ya da bağımsızlığa kavuşturmak için dil temel etken ve gerekliliktir." Dünyaca bilinen sömürgeci güçler olan İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya vb. tarihte bunun sayısız örneğini gözler önüne serdi. Ve bağımsızlaşan sayısız örnek de hali hazırda mevcut. Hindistan devrimine öncülük eden Mahatma Gandhi bunun en ilkel örneğidir denilebilir.
Renas Berken
2020-12-04T19:39:09+03:00Tarihi gerçekçilik şöyle oluyor sevgili dostum; altında dipnot, örnek verilen kişinin kendi eseri, ve araştırılıp teyit ettirilen olgu. Bu üçü bir araya geldi mi 'Tarihi Gerçekçilik' ismini alır. Ayrıca etnik milliyetçilik(ki milliyetçilikliklerin hepsi de hayvanidir) ırksal milliyetçilikten çok daha iyidir. Irksal milliyetçilikte bir başka ırka, kendi ahlaki ve yaşamsal normlarını popüler norm gibi aktarıp karşıdaki ırkı hiçe sayıp hatta köleleştirmekle olur. Irksal milliyetçiliğin temelinde otorite yatar. Otorite ise başlıca hayvansan bir olgudur. İnsanın otoriteyle ilk karşılaşması ekosistemdeki hayvan sürülerindeki sürü hiyerarşisini çözümlemeye başladığı andır. Sürü hiyerarşisinde nasıl bir otorite varsa ırksal milliyetçilikte de aynı otoriter hiyerarşi söz konusudur. Ve otorite her zaman hayvansal bir olgu olarak da kalacak bay entellektüel.
Serhat Tepe
2020-12-04T17:53:41+03:00Yunus, Dwight L. Moody diye bir adam şöyle demiş, "Bir sopanın eğri olduğunu ispat etmenin en iyi yolu tartışmak ya da izah etmeye çalışmak değil, yanına daha düzgün bir sopa koymaktır."
"Aşağıya 'tarihi gerçeklikler' falan diye yazarak saçmalayan" kişi benim. Yazıyı okuduysan ve anladıysan -ki anlayabilmen için zihninle süzmen lazım böbreklerinle değil- tanık göstererek, direkt Mustafa Kemal Atatürk'ten alıntı yapılarak, yine ispat edilebilir kurum ve kuruluş isimleri kullanılarak bir şeyler anlatılmış. Bunlara tarihi gerçeklik demek sanıyorum ki benim uydurmam değildir. Karşı çıktığın bir şey varsa, tartışmak istiyorsan temellendirerek savun yoksa kinini tuvalete kusabilirsin.
Renas Berken
2020-10-05T22:18:05+03:00Tamam serhat keke
Serhat Tepe
2020-09-22T20:47:34+03:00Tarihi gerçekliklerden de yola çıkarak çok iyi tespitlerde bulunmuşsun. İncelemelerini daha uzun tutmanı isterim.
İbrahim
2020-09-19T16:43:51+03:00Bekliyoruz o zaman Renas.
Renas Berken
2020-09-19T16:40:11+03:00Tabi illaki devamı gelmeyecek de değil eğer biraz toparlarsam bunun devamını getirmeyi ben de düşünüyordum
Renas Berken
2020-09-19T16:37:58+03:00Ne yazık ki keke İbrahim devamı gelemeyecek üzgünüm bunun için çünkü devam edersem biraz saptırabilirim😊😊 terör damgası yenir buna
İbrahim
2020-09-19T16:28:37+03:00Renas arkadaşların yorumlarına katılıyorum. Yazı girizgah gibi duruyor. Sanki devamı olacakmış da olmamış gibi. Kalemine sağlık. Devamlarını da bekliyoruz.
(Vedat ilk yorumun efsane. Çok beğendim.)
Kayra Neşad
2020-09-19T15:59:31+03:00Biraz daha uzun yazabilirdin sanırım, okunurdu yani. Kalemine sağlık, çok güzel bir yazı kaleme almışsın :)