dilimin ucuna bağır beni
gölgeme serpil çınlayarak
dalgın dalgın
bana sarıl, kanatları imgelerle bilenmiş rüzgarınla
bana eğil, döşünü bıçkın soluğuma dik
bana susma, fırtına nedir felaket nedir işte o zaman gör
alnımı verdiğim gümüş ayaklı gecenin huzurunda
suyun doğumuna tanıklık ettim gözlerinin ferinde ve terinde
toprağın canlanışına...
içimi içine katla kirpiklerinin pikesini
sesinde yıka
saçlarında durula beni
ateşinle sına benliğimi belleğimi
dünya elem
dünya gam
nice aşksız diktatörler geçti bu rıhtımdan
dudakların Meksika güvercini
ellerin aynı Meryem'inkiler gibi: balkon serinliği
ve ben bir balık
dilimin ucuna çağır beni:
karaya değil saçlarına vursam kendimi.