I
Duygular çarmıha gerilmiş
Sözcükler ise giyotine mahkum
Sessiz harflerin canına okuyor şimdi yaşam
Yaşamak, insanın sürgünü haline dönmüş kasvetli bir patikadır artık
II
Kanı yerde kalmış bir mısranın şiiriyim
III
Bu şiir hiç ithaf edilmeyenler içindir şimdi uzaklarda
Yakınlarda bıçaktır şah damarda
Herkes içinde geçen o cümlenin altını çizsin
Kimse o en güzel mısraya dokunmasın!
Odur yaşamı patikalı bir gecede çarpıştıran
Sesin rengine bürünmüş o nota
Sonra çarpışacak anıların bozkırında
Ve bizi
Ve bize
Ve ile başlayan bütün eksik cümleler
Ölüyoruz!
IV
O rüya hazin bir veda gibi uykularımıza dadanan
O düşünce beynimizi her gece biraz daha tüketen
O boynumuzun borcudur diye her sabah boğazımıza geçirdiğimiz nefes
Tekmil veriyoruz hep beraber
Bütün makamlarda en çok senin adını anıyoruz şimdi
Hep beraber çarpı işareti koyuyoruz yaşamın yıkıntılarında
Yaşam, şimdi her saniyesi hüzne yelken açan
Yaşamak, şimdi bir kentin varoşlarında yalnızlıkla kol kola gezmek
V
Sürgüne gönderilmiş bir dizenin şiiriyim
VI
Özel bir günün arifesinde çan sesinin gölgesine düşen
Bir cümle iki sözcük üç hayal
Ve bütün dinlerde sonu amin ile biten son istek
Ne istediniz bizden
VII
Ağzımızın çorak topraklarında
Kin bileyen su
Kırk tas su ile yıkandığım hamamlar
Şimdi hangi su hayatı temize çıkaracak
Hangi rögar kapağını açsam kirli bir yaşam
Şehirleri karadul gibi saran kısa çizilmiş sokaklar, geniş yapılmış sokaklar
Her köşe başında sakladığınız yalnızlıklara ruhum aşinadır kalubeladan
VIII
Ömrümüz adımızı hatırlayan son insan kadardır diyen
Ömrümüzü zamana peşkeş çeken bizler
Nefesimi santim santim, saniye saniye sizlere bağışlıyorum
Dik dur şu yaşam denilen uzun maratonda
Bayrağı göndere ilk çeken sen ol
Kavuştur bizi o ağulu şaraba
Sök at göğsümüzde atan makineyi
Bu yaşam bize göre değil
Çok eskiden yenik düştük!
IX
Şimdi azat edilmiş bir mısranın şiiriyim