Eğriltiyle yürüdüm, dik duruşum zaptedildi
fark edildim idrak edemedim sersemliğimden olsa gerek
dizginlemeye çalıştıkça hayatımı hep itildim
kabullendim olmaması gereken ve olan her ihtimali
Dingin akşamlara aşina yüzümdeki ürperti
boşuna diye yuttum dilimin ucundaki sözcükleri
saçlarım tel tel dökülüyor yüzümdeki kasvete ithafen
yaz geceleri sineye çektiğim sessizliğime mutabık
Ederi yokmuş yücelttiğim urgan düşüncelerin
maneviyatı düşük düşleri itiyorum yüzümden artakalan ifadeyle
soluduğum hava amiyane bir boşluktan ibaret
içler acısı gençliğime riayet ettim tek seferde