aklını bulandıran ölümden geliyorum,
ellerinin bir kıtayı ikiye bölüşünden
ve kasıklarının döl yatağı yuvasına çiçekler dikerek
allahtan ve kadınlardan habersiz
bir günaha davet ediyorum seni, kaybettiğin günlerden.
kızgın ikindilere fazlasıyla uzak gözlerim
tövbe edip şaraba ve tütüne
bembeyaz boynundan yüz bularak kirletiyorum kendimi
akşamların farklı bir hüznü var inan bana
akşamları utanıyorum aynada gördüğümden
kapıyorum ayıp ve avret yerlerimi uzak yerlerden esen rüzgarlara karşı
bir günaha davet ediyorum seni, -aklını karıştıran ölümden- doğurtkan
bir günaha davet edip kırk gün aklanıyorum
kılı kırk yarıyorum nafile
kırk ikindi uyuyorum, uykunun en haram vakitlerinde.
gülümsüyorsun ama üzgün olduğunu biliyorum
çiçek vermiyor bahçelerin çocuklar artık lakayt ve saçma.
yerin yarıldığı, göğün derildiği
ağacın sardığı gibi bir toprağı
selamlıyorum seni en onmaz yerlerden
listelerden manşetlerden ve en sonundan bir sıranın.
-affet ben uçmayı marifet sanıyordum, uçurumlardan önce.
serhat aygün
2024-08-06T01:14:09+03:00teşekkür ederim :)
Kırlangıç
2024-08-06T01:13:23+03:00Son dizeniz çok vurucu, kaleminize sağlık. 🌻