belli ki biraz hüzünlü bu adam

baksana kamburu çıkmış.

sigarayı tutuşu,

biraz önce yüksek sesle Ümit Yaşar Oğuzcan dizeleri okuduğunu göstermekte.

belli ki dün gece rüyasında çok karışmış ortalık

 iğne iplik üzerinden suçlu mezarları yaratmak

ölümle biraz olsun yakınlaşma ve şiirle biraz olsun anlatmak, derdi.

hâlâ yutkunduğu cümlelerde saklı bir yenilginin unsuru

olasılığa göre geçmişe yönelik portreli resimler çekiliyor dumanından

kadraj iki kişiyi alacak yakınlıkta değil.

fakat ışıkları açalım arkadaşlar, zaman flulaştı

bazı şeyler rayından çıktı,

istasyonlar sigara dumanı gibi karıştı

beklenen kişiler beklenilen otogarlarda inmedi

nezaketendir diye

 otobüs yolculuklarında koridor kenarları boş bırakıldı


belli ki merhamet dilemiyor artık bu adam

meramında ayrılık şiirleri geçen kitaplardan vazgeçmiş

ve içindeki çocuğu yaşatmaya yönelik suni teneffüs girişimleri var.

sahi kaçıncı eylül bu?

ya da kaçıncı ağustos sonu?

herkes hep bir ağızdan neden aynı şeyi düşünüyor?

sıkıldım bu birliktelikten,

yabancı değil bu düşmanlar.

şimdi bu adam ve filler gibiyim

tuğla örüyorum mutsuzluklarıma

ve ördüğüm tuğlanın içinde kendimi kaybediyorum

sanırsam pusulayı daha kuzeye tutmak gerekecek

ben bir kere düşünürken ölümün soluğunda bir yaşamı

ceplerimde ellerim, gözlerimde kararlılık

 en önden tek kişilik biletli bir seyirci.


belli ki bu adamın kafası karışık

sorulan adresler, yeni çıkmaz sokaklar yaratıyor periyodik olarak

elli beş senelik aklarla karışık saçlara azizim

sahi bu adam kim diye mi sorulur?

yoksa

şayet ben olmasam da

 mağlup olmaya yönelik ortak birikimlerimiz var diye cevap verilir.

şimdi bize küçük bir oda verin

ağrıların intikamını ölüm diriltecek

sesler duyuyorum, sesler...

birisi galiba şeytanın avukatlığını yapıyor

odayı daha da küçültmeliyiz

alışık olmadığımız maskeler çok büyük gözüküyor

ve sembolik olarak gülümsüyor

tüm kötü şiirler ilk bakışta görülür diyorlar

adam diyor bunu

ben diyorum bunu

inanmayanlar yine gülümsüyor


belli ki bu adam saçmalıyor

yoksa bu kaygılar kişisel bir dua ile paklanmayacak grilikte

yine de göğsümüzde yumuşattığımız dikenli güllerin hatırına

sistemde zenginlere yönelik tıkanmalar söz konusu.

yok, hayır deme!

bana bugün, günaşırı alabildiğine uçan kuşlar getir,

 adam ve benim olduğum pencereye doğru.

bilhassa akla yönelik yeni fikirler, eskiye yönelik özlemler içeriyor

şimdi adam için ölmeyi bilmeyen anonslar geçiliyor

birileri camide okur salasını

birileri helvasını kavurur diyerekten

anlatamadığınız ayrılıklar kol geziyor caddelerde

ve gülümser vakur eda ile

bir adam

selam veriyor yol boyunca uçan kuşlara.