sabah alacasının esen yellerinde çırpınırdı kirpikleri paye paye
saatler yokuşa sürerdi saçlarında arabasını
avuçlarımıza dökülürdü
saçlarından dökülürdü
oradan upuzun Meriç’e dökülürdü
gömgök kubbenin altında yüzükoyun yatar da
büsbütün gizlerdi hüznümüzü
güz, hüzündü, bugündü
saatler canımıza okurdu
işte o gün edindik o kıskaçlı düşmanı
o gün küstürdük mahalleyi kendimize
su veremedik köşedeki çiçeğe
o gün
saatler ellerimizde boğuldu
taptaze ağladık
Meriç duruldu
işte o saatler o gün
canımıza okudu
bak
bu gece de giymiş gelinliğini yaşlı ay
bu kez saatsiz bir zaman
savur nâranı
kirpiklerini şahlandırıp doludizgin
bir bak
akrebin kokusu yok bu kez havada
noktasız, virgülsüz bir gece daha
384bin kilometre bakıştık bugün onunla
saçlarında seyir eden akların
finlandiya göllerine düşen akislerini konuştuk
bugün
yerçekimine lanet okuduğum gün
elmayı yasakladım kendime
bugün
çiçeğe su verdim
saatler yok ortalıkta
Ergin Türkmen
2021-03-29T03:15:13+03:00Kim bilir ne çok uzanıp gökyüzüne doymadan
Uzunca hayaller kurdunuz sonu olmayan
nisa
2021-03-28T23:30:55+03:00yumuşak, sıcak ve sakince akmasının yanında kalpte güzel duygular uyandıran bir şiir, kaleminize sağlık! ✨
Sıla Topal
2021-03-28T23:19:47+03:00Teşekkür ederim!