Sehem kuruldu

Ağzımdaki nemle seherli

Elinde taşla bir İstanbul’lu

Payına düşen deniz kadar şehir

Bizim orda böyle kadınlara şey deriz

Dilim ancak bir kemikle gelişebilir


Etim bu kadar

Şaşılacak bir şey yok omzunda

Yaşım çemberlerle ölçülürdü eskiden

Evim duvarlarla

Ben o zor kelime 


Ben kendime bir kın keserken

Silah kuruldu

Bir mayıs patladı ki sinek için

Kulağımın dibinde düşürülecek bir tetik buldum

Akşamın ufku da güzel

Gözlerini bir kılıfla kısarak

Yıkılacak bir minare ararken seher

Akşamın ufku da güzel derken bulundum avluda 


Dünya omzunu taşıyor

Elindeki taş da çapası

Sofrana oturmam babaları bunlar

Bir gemiyle konuşulmaz babaları

Susma, çakıl topla

Kaldırımlar eski bir kayanın yamasıyken utangaç 

Yükselirken suçlu

Bunca yükle elin kadar yırtıktır


Yelken kuruldu

Bak istersen diyorum

Ağır gelir

Bir dal daha kır


Suya sır fısıldamak Ali’nin huyudur