Daha önceden keşfedilmiş
Büyülü bir orman
Bildiğin ağaçların arasında kaybolmak
Zehirli meyvelerden bile bile tatmak
Bile isteye yeniden ölmek ve dirilmek
Bir sarhoşluk hali ki
Biliyorsun çok güzeldi.
Nasıl özlemişim seni
Bir bilsen
Hissedemedin bile
O derece bir özlem
Bir vuslat
Aşk, anlatamadıklarım sanırım
Geçmemiş, bitmemiş
Sönmemiş
Hep beklemiş zamanını
Ama hep bir eksikle
Eksik kalacakmış
Mesaj tonunu bile özlemişim
Hala kulaklarımda
Peki ya fotoğrafını göremeyecek olmama ne demeli?
Belki bir diğerini, diğerlerini
Bende az değilim; kabul ediyorum.
Ama sen hiç yaşamadın, ben olmadın
Sensiz kalmanın ne demek olduğunu
Hiçbir zaman da bilemezsin.
Bir mantık savaşı değil aşk,
Herkesten alabilecek bir şey de değil.
Sadece kaçarken
Geçmişe gölge düşürmek için
Farklılaştırılmaya çalışılan da değil
Kıyaslanamayacak bir düzeyden ibaret.
Ama buradayım ya hani
Bir kız çocuğu sahibi gibi
Beni kırabilirsin güzel kızım
Hani ben hep buradaymışım gibi
Ne zaman gitmeyi becerebildim ki?
O küçük kız beni üzebileceğini
Kırabileceğini, küsebileceğini
Cezalandırabileceğini biliyor
Ve anneler gitmez
Babalar oradadır çoğu zaman
Ben de gidemiyorum ya hani
Onlar olmadığım halde
Sanmak bu yüzden tehlikeli
Sanmak ruhun alkolü
Sanmak yolunu kaybetmenin ilk adımı
Sanmak bir ziyanlık…
Hani bu süreyi de ziyan ettik ya,
Başlamadığın,
Çabalamadığın,
Adım atmadığın bir şeyi
Ziyan edemezsin
Ben ziyan edebilirim
Çünkü yaptım
Ve soğuyan bu evi
Terk etmek yerine
Yine ısıtmaya çalıştım
Geride bırakman gerekenleri
Daha doğrusu
Yeni bir başlangıcın
İhtiyacı olanları dile getirmiştim
Ve ben yine kendi avuç içimi kestim
Bir dönüşün gereklilikleri değildi bunlar
Bir yoklama çalışmasıydı sanki
Evet, sadece ben buradayım!
Bilmek içinmiş aslında
Sadece orada durup durmadığımı
Öğrenmek içinmiş
Eski lisesini ziyarete gidenler gibi
Hayvanat bahçesindeki yerine geri dönen hayvanlar gibi
Tıpkı burada olduğu gibi:
O da özlüyormuş
Benim bir tanem
Çok üşüyormuş ben olmayınca
Öyle yazıyor son mektubunda
Bazen güçlü bir şekilde narsist olduğunu düşünüyorum, belki de dönüştüğünü. Bir narsistle zaten büyümüştüm, kalbim de bir narsiste mi çekilecekti? Neden olmasındı? Beni gerçekten geri isteyip istemediğini bilmiyorum. Sadece istediğinde geri alıp alamayacağını bilmek istemiş olabilirsin. Ben bir balık burcuyum. Ağlarla, solucanlı iğnelerle aram iyidir. Özellikle ağların içerisinde daha kontrol edilebilirim. Dikkatimi çekmeyi başardın. Çabamın da tadına vardın. İstediğin tepki buydu belkide. Bu ego çok fazla. Geçirdin mi içinden: yaşanılanlara rağmen hala orada, beni istiyor, beni düşünüyor, vazgeçilmez harika biriyim diye… Sadece bir güleryüzün bile yetmeliymiş ya hani. Suçlu aramadığım halde, sorumluluğunu alamadığın davranışlarının da sorumlusu benmişim. Benim yüzümdendi, çünkü yeterince ilgi göstermemiştim…
Yazma bunları, kırma diyorum
Ama kırmadıkça kırılıyorum
Peki ben gerçekten bu kadar iyi biri olabilir miyim?
Herkesin kafasını karıştırıyorum
Hüzünlüyüm,
Ama mutluyum da aynı zamanda
İnanılmaz şekilde güvensiz hissedebilirim
Sonra bir anda kendime aşırı güvenebilirim
Çok seviyorum
Sonra sevginin ne olduğu aklıma bile gelmiyor
İnsanları seviyorum
Ama yalnızım, bomboşum
Gerçi bu bir tercih
Gerçekten bir tercih mi?
Aynı anda hem iyileşiyorum
Hem de acı çekiyorum
Bazen diyorum ki,
Gururunu her fırsatta kırabildiğin birini
Nasıl sevebilirsin?
Adam yerine koymakta zorlandığın beni
Bazen yere batması gerekir belki de bu sevginin
Yapmak isteseydin
Yapar mıydın diye düşünmekten kendimi alamıyorum
Yapmadım mı cevabını duyar gibiyim
Yine hoş geldin
Çünkü ben yapmak istediğimde
Daha doğrusu olması gerekene evrilirken
Çoktan koyulmuştum o yola
O kadar istedim ki olmasını
Ama çabalamak ve çalışmak kavramlarının
Elle tutulur bir gerçekliğe de sahip olması gerektiğini öğrettin
Fakat inanç,
Gerçeklikten bağımsızdır çoğu zaman
Uzaktan kaydırağı gözlemleyen,
Diğer çocuklar gibi kaydıraktan süzülmek isteyen çocuğun,
Aklında yaptığı fizibilite sonucunda
Merdivenlerden birkaç basamak çıkması ve
Annesinin “buraya gel, sen daha hiç kaydıraktan kaymadın”
Demesi gibiydi.
Halbuki ben çoktan kum kaçırmıştım ayakkabımın içine.
Yalvarmıyorum
Zorlamıyorum
Diretmiyorum
İstediğin kişi olmak için çabalamıyorum
Bazen kendi beklentilerimi de tolere ederek
İstediğim kişi olma yolunda ilerliyorum
Ama…
Hayranlığını kaybettin
Hayran bakışlarını
Sen histerik bir kadın
Ve benim sana zayıflığım
Başkasının yollarına saptın
Yol üstü motellerinde konakladın
Sustum
Her seferinde geçmişine saplanmış birini buldum
İnsan, can acıtabildiği güveni hiçbir yerde bulamaz ya hani
Buradaydım
Ama kalmamaya, bulunmamaya yakındım.
Saç köklerim ağrıyordu,
Gözlerimin altı mosmor
Vücudum, kanserli hastaların vücudu gibi
Kendimi tanıyamaz haldeyim
Bu vücut bana mı ait?
Ne için 12 kilo verdim?
Başta aptallık gibi geldi
En büyük salaklığım gibi
Sonra acına saygımı hatırladım
Bu bir pişmanlık değildi
Olması gerekendi
Bir gün kesin dönüş yaparsın diye memleketine,
Kimseyi de sevmedim.
Bu bir eziklikten ziyade
Yokluğuna bile sadık kalmaktı.
Ve bu hikayenin başka türlü yaşanabileceği gerçeği
Her zaman baş köşede duruyordu.
Evi hep temiz tuttum
Belki sen gelirsin diye
Işıkları da söndürmedim
Ama senin kapımı açmaya
Ne cesaretin vardı
Ne de yüreğin.
Ve bu kaçıncı cumartesi
Kaçıncı Pazar kahvaltısı
Kaçıncı kendimi avutmalarım
Boşunalarım…
Bu kaçıncı korkaklığının evresi?
Tek bildiğin gitmek
Önemli olan sadece kaçmak
Mücadelenin saf anlamını bile bilmeden
Kullandığın at gözlükleri
Aslında benden değil,
Benimle birlikte olmak için
Dönüşmen gereken senden kaçıyorsun.
İyi bir seçenek olamamamla birlikte
Bir varsayılan olmak ne kadar acı
Bunu bilir misin?
Her seferinde
Yeni travmalar bırakıp gözden kayboluyorsun
Gerçekten söylediğin kadar
Beni önemsiyor musun?
Benim istediğim senken,
Senin istediğin ben olamıyorum.
Sadece geleceğe odaklanmak isteyenken
Geçmişin gölgesinde yaşamak isteyensin
Sana inanmanın bir bedeli vardı
İnanmıyorsan git fayanslara sor
Bana sen öğrettin,
Seni merak etmemem gerektiğini
Peki bu duygu
Nefretin daha da önünde değil mi?
Bir kerede sen beni yanıltsaydın
Geri geldim ve artık dönmeyeceğim deseydin
Kısa bir süre de olsa
Feri gitmiş gözlerimi güldürdüğün için
Teşekkür ederim
Ama yine yoksun
Ve ben gitmeyi bilmiyorum
Bazen kendimi suçladığım oluyor
Hayır diyorum ya
Ben bunu birçok kez yaptım
Kaybedecek bir şeyim de kalmadı
Canımı yakacakları da
Komşulara verdim
Bazıları soba kullanıyor çünkü
Onlar haricinde
Canım yanmayacak durumda
Her şeyde olduğu gibi
Bunda da hata payı var
Yalan payı.
İletişim kanallarını zorlamadım
Ortak suçlarımızı teslim ettikten sonra
Sadece buranın tesellisi kaldı elimde
Birbirimizin yanında güçlü olmak zorunda değiliz.
Bu sınırlar seni manipüle etmek isteyenler için geçerli olabilir
Ve oyunun sonunda ziyan olmanı istemediğim için buradayım.
Çünkü seni, senden çok önemsiyorum.
Ruhum bunu söylüyor.
Şimdilerde sanıyorsunki
Bağ kurabileceğin birçok insan olacak
Ama unutuyorsun
Bu hayatta bir kez başına gelebilir.
Her şeyi bilmek istedim; geride bırakabilmek için. Çünkü öğütmüştüm öncesini. Bu şekilde devam edemeyeceğini anlamıştım. Suç aramanın, suçlu ilan etmenin, savaş vermenin gereksizliğini öğrenmiştim. Senin de böyle düşündüğünü hayal etmiştim. Bu bir yanılsamaymış kabul etmeliyim. Aynı noktalara aynı zamanlarda ulaşabilmek olası değildir. Bazen matematik bile yanılabilir. Ben bir yargıç olmanın gerisinde, avukat olmanın ötesindeyim. Aslında ikisine de ihtiyacı yok bir şeylerin. Buna uzatmanın da diyebilirim. Çünkü birbirlerinin sevgisinden emin olan insanların, tatsız mevzuları pek fazla uzatmaması gerekir. Fazlasıyla gönül koyuldu, fazlasıyla sitem edildi, geçmiş geride bırakılmamak istendi ve hatalarının farkında olan iki insan vardı ortada; yetmez miydi? Daha fazlası kalplerin arasına telafi edilemeyecek soğukluk sokmaz mıydı? Ayrıca geçmişi bırakmamakta ısrar ettiğin her gün, dün ile bugünün arasındaki kavga yüzünden yarın kaybetmeyecek miydi? Hani diyordu ya bıyıklı amca: unutmazsan maziyi, intikam alır hatıralar. Sonrada ekliyor, aydınlık bir geleceği, karanlık bir geçmişe kurban etmeyelim diye. Ve biz sözleşmeli ruhlar, yenilenmiş şekilde burun burunayız ve sıfırdan tanışmalıyız. Birbirimizin yenilenmiş halini çok sevdik ve birbirimizi de çok iyi tanıyoruz.
Uzaktan sevme beni,
Uzakken önemseme
Önemsediğini söyleme
Elimi tutacaksan bir anlamı olsun
Elini sağına atıp, kontrol etme beni
Orada olacağımı bil
Elimi de aynı bu şekilde tut, tutabilirsen
Ayağım da orada, merak etme
O küçük kızı ben tanıyorum
Başkası onu ne görebilir
Ne de artık tanıyıp, sevebilir
İhtiyaç duyduğumuz da
Hayatımızın her evresinde budur
Yaşlılar o yüzden çocuk gibidir
Çocuk gibi sevilmek isterler
Ve bu her yaşta böyledir aslında.
Konuş benimle ve hiç susma
Sarıl, öfkelen, kus nefretini
Serbest bırak korkularını
Ama elimi bırakma.
İstediğin benim,
Beklediğin benim,
Bu hakikati görmeyecek kadar kör değilsin
Sanmaların boşuna
Ve ben görebiliyorum
Uhrevi bir yanım olmasa da
---
Ve ben buradayım,
Her zaman da senin yanında olacağım
Olunabilecek daha güzel bir yer yok çünkü
Gecenin sıcaklığındaki
veya
Sabahın ayazındaki zilin sesini
Duymayı bekleyeceğim.