Tüm bu olan bitene ne yapacağını bilemediğinde insan, susarmış
Doğarken verilmiş olan,
biraz çamur biraz su biraz armış.
Düşündüğümde dünyayı,
onca açlık ve tokluk içinde bir denge bulamadım.
Dolu, dolu çektim nefesi içime.
Koşar adımlar ile yürüdüm doğan güneşin bereketine.
Sora, sora öğrendim kirpiklerinin ucuna düşen karmış.
Bilsem uğrarmıydım dünya denen meyhaneye.
Kime sorsan söylerdi, sormamışlar bu divaneye.
Hiç küser mi gül daneye.
Ağaç olsam
Uzuncana bir kavak, ses etmezdim .
Gölgem olsa, daralmazdım bu kadar .
Ne bileyim, kimse demedi geldik diye.
İni verdim bende, dünya denen meyhaneye.