Başlarken imkânsızlığa anladım istenmiyorum.

İstenmiyor ellerim.

Tunç kayalar ve ben, biz istenmiyoruz.

Daha iyi anladım.

Azalan istenç, sızlıyor yanık teni güvercinin.

Azalan istenç, dizlerim yetmiyor kendine.

Dünyanın kaç odasını gezdiysem hiçbirinde istenmiyorum.

Islak bir öpücük bırakabilirim sana ancak.

Sana ancak, çatlamış dudaklardan ılık ılık akan birkaç paslı kelime bırakabilirim.

O kırılgan leylak sana ne anlatabilir benim bilmediğim?

Sana ancak, turunculuğunu kaybeden bir Japon balığı bırakabilirim.

İsteme daha fazlasını, ben istenmiyorum.

Kırgın dişlerin acımasız bir ağızda bıraktığı o iz,

Boğum boğum parmakların alacalı sureti yanağımda.

Keskin dönemeçlerin adamısın sen.

Öyle nefretle bakma bana.