1.

Bir kum fırtınası gibi yükseldi zaman

Örtüp sakladı şarkılarını ah, gölgeni kaybettin-

Bir gün tekrar doğup takvimlerin yokluğunda

Aradın kendini

Bir nehri arar gibi susuzluk günlerinde-


2.

Denizin kudurduğunu hatırla göğün kara saatinde

Düşman gibi yumrukluyordu kentin rıhtımlarını-

Bir hatıra kalmıştı mavi gövdesinde

Şehrin siluetlerini ve ışıklarını taşıdığı-

…ve yükselsin istedin, eski hikâyeler gibi

Alıp götürsün, toprağın yutmaya cesaret edemediğini-

“Ancak denizin berraklığı temizler – dedin- bu kirlenmişliği”

“Bizim kirletemediğimiz yitik yaşamımızdan kurtarır bizi”


3.

Bütün buhranını taşırken üstünde şehirlerin

Sanki omuzlarında izleri yitip giden yüzyılların-

Savrulup gideceğinden korkuyordun ruhunun

Şimdi hiçbir rüzgarın taşıyamayacağı kadar ağır-


4.

Bırakmak istediğin gibi yeryüzünü, öfkeli kollarına denizin

Gövdeni ve ruhunu bırakıversen

Lirin sesine ve tabiatın şiirine

Tüm bunlar,

Kumların incilerde birleştiği gibi

Bütünleşmişken bir bedende


5.

Ölüm ve sarhoşluk günleri ah, bak eriyip gidiyor!

Yağmurun biriktiği gibi okyanuslarda

Zamanın damlaları pişmanlıklarında birikiyor-

…ve usulca sesini dinleyip ıslanmak varken yağmurda

Kim ister boğuluvermeyi, eski yağmurların okyanusunda-


6.

Yelkovanın üstünden geçtiği her dakika

Bir akşam vakti kaybolup gittiğinde

Ölüverdi birden, cehennemde işleyen zaman-

Şimdi akislerine bak kayıp gökyüzünün

Çünkü Babil’in suçu var olmasındaydı-


https://www.youtube.com/watch?v=Bng6P118R48