Koca dünyada yalnızca ufak bir duş kabininde kendin olabilmek, ne acınası ama.

Suyun altında, çırılçıplak, sakin ve yorgun.

Nahif sesiyle sular bir anne gibi başımı okşuyordu.

Yüzümden süzülen damlalar gözyaşlarıma arkadaşlık ediyorlardı.

Gözlerimi kapattım sonrasında.

Bundan korkmuyordum artık.

Hayatım boyunca korktuğum o bilinmez varlıklar,

Sevdiğim insanlar kadar zarar vermemişti ne de olsa.

Özür diledim içimde o varlıklardan.

Ardından sırtımı duvara yasladım.

O yenmiş, çirkin tırnaklara baktım.

Gülümsedim.

Değer miydi bu hayat yaşamaya?

Ya da, değer miydi sevdiklerim ölmeme?

Düşüncelerimin içinde boğuluyordum ama huzurluydum.

Koca dünyada yalnızca ufak bir duş kabininde huzurlu hissedebilmek, ne acınası ama.

Keşke dünya bir duş kabini olsaydı.

Keşke hep yağsa yağmur.