Dönüp duruyorum gökyüzünde
Sonbaharda ayrılmış gövdesinden
Kışa kadar anca düşen çimlere
Solmuş bir çınar yaprağı gibi
Düşene kadar asırlar geçti belki de
Kaç devlet kuruldu üzerime
Kaç millet yok edildi sessiz sedasız
Kaç çocuk çığlıklarına karıştı annelerin feryatları
Yeşildim bir vakit, diğerleri gibi
Her ölümde çürüdü bir uzvum
Her yandığında bir annenin yüreği
Her soluksuz kalan yavruda ağırlaştım gittikçe
Ne düşmeye mecalim kaldı çimlere
Ne de çürüyecek bir yanım kaldı bedenimde
Ama çığlıklar susmadı
Ne millet sustu o gece, ne anne ne bebek
Ne kurtlar sustu o gece, ne atlar ne de ırmak
Üzerimde artık kırmızı bir leke
Ne utanırım boyanmaktan kana
Ne gocunurum toprağa karışmaktan
Ne de susarım ben bu gece