“ Düşünce Özgürlüğü “
“Var olmanın en kötü şekli, esaret altında olmaktır, yani duygularınızın insafında olmak.” demiş; Nigel Warburton.
İnsan hayatının tamamını dört duvar arasında geçirebilir. Kendisini tutsak olarak hissetmediği müddetçe tutsak sayılmaz. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp, onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır. İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsaklığı haline getirir. Peki Bedeni Tutsak bir insanın düşünceleri ne kadar özgür olabilir ki? Bizi karmaşık düşüncelere sevk eden şey ise , ne kadar tutsak olmadığımız...
Peki sizin düşünceceleriniz neler? Düşüncelerinizi dile getirip ve yaptıgım bu kadın bedenine ait heykeli yorumlamanızı istiyorum. Bakınca ne görüyorsunuz mesela?
Şimdiden Teşekkürler , Sağlıcakla kalın..
Mert Can Ay
2020-04-08T13:42:11+03:00İnsanın özgürlük konusundaki durumu çokça tartışmaya ve masaya yatırılmaya çok müsaittir. Ancak bu tartışmaya varmadan önce kesinlik getirilmesi gereken konu, özgür oluşunun ona bir üstünlük sağlamadığı. Dünya üzerinde ''özgür'' olduğunu sanmak ve kendini, sırf bilinç seviyesinin farklılığı nedeniyle diğer canlılardan ayrıştırmak ve bu ayrıştırmayı ise piramidin tam üstüne ya da yaşamın ta ortasına koyarak kendini üstün saymak, özgürlük sarhoşluğu ya da bilinçsizliktir. Evrende bir toz zerresi kadar değeri olmadığının bilincinde değildir, ve esasında öz olarak da bir hiç olduğunun farkında değildir. Özgürlük, bilinç seviyesindeki artış ile daha idrak edilebilir daha çok sorgulanabilir bir boyuta ulaşmaktır. Dürüst olmak gerekirse eser yorumlamayı beceremem ancak belki de şöyle demek isterim ki, yaptığınız kadın ibaresi o geometrik şekil ile bağlantılı, yapışık olduğu için ve o geometrik şekli de dünya veyahut evren olarak kabul edersek, insanın ona bağlı ona bağımlı olduğu ve o geometrik şekil neticesinde olduğu düşüncesini söyleyebilirim. İnsan, evrenden bağımsız bir üstün varlıktan ziyade, evrenin parçası olan ve özünde de bir hiç olan canlıdır kanımca.