Bu sancıyla daha ne kadar yaşayacağım?
Aynı döngüye daha ne kadar kapılacağım?
Daha ne kadar üzüleceğim?
Daha ne kadar kalbim kırılacak?
Çok sorum var tanrım,
Hiç yanıtı olmayan.
Daha ne kadar hayal kırıklığı yaşayacağım?
İçim daha ne kadar kavrulacak?
Ufalandım, daha ne kadar küçüleceğim, daha ne kadar rezil olacağım tanrım?
Bu hislerin esiri olmaktan yoruldum,
Herkes konuşuyor,
Her şeyin bir çözümü var kendince
Bana ne zaman sıra gelecek,
Lütfen, daha fazla bekleyemiyorum
Lütfen bana yardım et,
Kaçamıyorum.
Lütfen, azalt beni
Azat et bunca düşünce ve duygu yığınından.
Bi kere daha gülümsemek istiyorum,
Mutluluk ve aşkla!
Ne olur bu huzursuzluğu, bilinmezliği sök al içimden,
En çok sana ihtiyacım varken,
Her şeyde seni ararken,
Birazda sen katıl içime
Sıkıca sar beni
Varlığınla bunalt beni
Gözlerimi kapattığımda huzur bulayım
Neşeyle uyanayım
Birazda benim için dönsün dünya
Sesimi duy
Ve yanılt beni
Hor görme
Hıçkırıklarım ulaşmadı mı hiç sana?
Tanrım, lütfen!
Ya, bu gece ışıklar sönsün tamamen,
Ya da Azat et beni bu dünyanın cehenneminden.
Recep Erol
2023-09-09T15:39:40+03:00Mutluluk içimizde diyen abimiz biraz da doğru söylemiş. Cehennem içimizde olduğuna göre eminim ki mutlulukta içimizin bir köşesindedir. Şahsen ebu cehili cehennemden çıkarıp gönül kafesine koyulmuş gibi bir his bu his fakat tek bir çaresi var. Kabullenmek, kaçmamak. Zaman zaten tüm izleri silmekle görevli...