Bölüm 1 Karanlık Çağ (2)
Bilinç uzun süre düşündükten sonra kendi düşüncesinden bir parça koparttı ve İmkana verdi. İmkan bir süre çalıştıkça çalıştı ve ona bir anlam kazandırdı. Kendi düşüncelerinden olan bu anlama Bilinç fikir adını verdi ve bütün Duygulara ilan etti. Bu yeni anlam sayesinde Kibrin imkana sızmaması için yeni düşünceler üretecekti. Bilincin bu ilanı sırasında Kibir imkanı düşünüyordu bundan dolayı ilana aldırış etmedi. bunun üzerine Kıskançlık kibrin yanına geldi ve o aniden ilana hiddetlendi. Bu yeni anlamın ne işe yaradığını uzun uzun düşündü. Kendisini onu elde etmesi için telkin etti. Artık kibir için sadece imkana girmek yoktu. Arzu bütün etrafını sarmıştı ve fikri nasıl ele geçireceği hakkında plan yaptı. İhtiyacı olan bütün duygu parçalarını bir araya topladı.
En çok ihtiyaç duyduğu Sinsi idi fakat o Nefretle çok yakındı ve Kibrin planına yaklaşmadı. Nefret ise uzakta duruyordu. Ne Bilincin yanına yaklaşıyor ne de Kibrin planlarına alet olmak istiyordu. Kibir Sinsi ile görüşmek için Duyguya Kaygıyı yolladı ve Kaygı, Duygunun yanına geçerek Kibrin Sinsi ile görüşmek istediğini ona iletti. Bunun üzerine Duygu kibre güvenmeyerek Sinsiyi bilince yönlendirdi.
Sinsi her zamanki gibi kendi özelliğini kullandı ve Bilincin yanına geçmeden önce Kibre uğradı. Onun yanına geçtiğinde etrafında Kıskançlık, Sabır, Cesaret, Merak, Güven ve Arzu vardı. Şaşkınlık kendisinden uzak olsa da bu parçaların bir arada olduklarına şaşırdı. Kibre Duygunun kendisini Bilince yolladığını ifade etmeden Kibir direkt fikri ele geçirmekten bahsetti. Sinsi bu yeni anlamın ne olduğu hakkında bir ifadesinin olmadığını aktardı. Kibir aniden düşüncelere daldı ve Sinsinin Nefrete verdiği, şöyle ki Duygunun bütün parçaları bir araya toplaması gerektiği önerisini anlamlandırdı. Kendisinin bu anlamı daha önce de idrak edebildiğini ve İmkana sızmadan önce ile o anki anlamı mukayese etti. Aradaki farkın ne olduğunu büyük ölçüde anladı ve kendince düşüncesine ekledi; diğer parçalar da az da olsa bazı konuları anlamlandırabiliyordu. Bu durumda İmkan çalıştığı süre boyunca anlam sızdırıyordu. Bu düşündüğü şeyi de bir anlama bağladı ve bunun adına keşif dedi. Bunun üzerine Sinsiye Bilinci kandırması gerektiğini kendisini bu yüzden çağırttığını ifade etti. Sinsi, duygunun kendisini Bilince yolladığını yollamadan önce de kendisine uğradığını aktardı. Kibir bununla alakalı hiçbir şey düşünmedi veya düşündüğünü belli etmedi ve Sinsiye yol gösterdi. Yanındaki parçalara planlarını daha sonra açıklamak için ifadede bulundu ve ortamdan ayrıldı.
Sinsi bilincin yanına gittiğinde şaşkınlığı arttıkça arttı. Bilincin etrafında Mutluluk, Tedbir, Şüphe, Nefret ve Endişe vardı. Mutluluk ile Nefretin bir arada olduğuna ilk kez şahit oluyordu ve Şaşkınlık bu kez her yanını sardı. Nefret bilince yaklaşmamak ile alakalı kararını değiştirmiş ve Sinsi ile paylaşmamıştı. Bu durum Sinsiyi rahatsız etti.
Bilincin de şaşkınlığını fark eden Sinsi, Duygunun kendisini yolladığını, Kibrin bir şeyler çevirdiğinden korktuğunu aktardı ve ekledi; oraya gitmeden önce ne işler çevirdiğini anlamak için Kibre uğradığını ifade etti. O, bilince dikkatli olmasını önerdi. Bilinç Sinsinin kendisinden önce Kibre uğramasını onun da bazı şeyleri anlamlandırabildiğini fark etti ve bunu bir fikir olarak niteledi. İmkanın fikri sızdırıp sızdırmadığını düşündü ardından bunun mümkün olmayacağına kanaat getirdi. İlk kez İmkan var olan bir şeyi anlamlandırarak başarısız olduğunu düşündü. Duygunun neden Sinsiyi yolladığını anladı ve fikrin bazı parçalarda da olabileceğine kanaat getirdi.
Bilinç uzun süre düşündükten sonra nihayet düşüncelerinin arasından soyut olarak bir anlam çıkarttı ve imkana verdi. İmkan işledikçe işledi sonrasında anlamı somutlaştırdı. Bu yeni anlam diğer parçalar gibi şekilsizdi fakat onlardan olmadığı için iletişim konusunda başarısızdı. Yeni anlam soyut olarak var olan düzenin adeta bekçisi görevini üstlendi. Ayrıca Bilinç soyut bir düşüncesini ifade etti ve imkanın ürettiği bu somutlaştırılan anlam ile ilişkilendirdi. Bu düşünceye ceza adını verdi. Bilinç evinde parçalar başına buyruk hareket ettiğinde özellikle imkana izinsiz yaklaştıklarında bu anlam ortaya çıkacak ve yanlış yapan parçayı cezalandıracaktı. Bilinç bu yapay parçayı da Yasak olarak anlamlandırdı.
Yeni parçanın haberi çok geçmeden bilinç evinde yayıldı. Kibir bu haber karşısında şaşkınlığını gizleyemedi ve merak etti. Kendisinin İmkana direkt olarak müdahalesi sonrasında Yasağın tutumunu düşündü ve anlam çıkaramadı. Aynı zamanda eski dostu Nefret de Bilincin yanında yer almıştı. Bunun üzerine aklına bir düşünce saplandı bunu Merak ile paylaştı.
Kibir Meraka Nefretin yanına gitmesini ve kendisinin İmkana girdikten sonra kazandığı anlamları iletmesini istedi. Merak Kibirdeki kadar anlam yüklü değildi. Kibrin böyle bir şey istemesinin nedenini anlamadı yine de kendi özelliğine yenik düştü ve Nefretin yanına geçti.
Nefret merakın ilk ifadelerine aldırmadı fakat o direndikçe direndi ve durmadan Kibrin imkandan aldığı anlamlardan bahsetti. Nefretin doğal yollarla kazandığı anlamlar kendisinde birikti ve İmkanı durmadan düşünmeye başladı. Bilinç ve kibir kadar olmasa da Merakın ona aktardıkları ile İmkana sürekli yönelmeye başladı. Fakat tedbir de yanındaydı o yüzden Bilinç yanlarındayken imkandan bahsetmedi.
Bir zaman geldi ve nefret Sinsiden öneri istemeye karar verdi. Fakat ne Sinsi ne de Sabır ortalıkta yoktu. O an sabra çok ihtiyacı olduğunu hissetse de dayanamayarak imkana girmeye karar verdi. Bilinç kendi yanındaki parçalara İmkanın etrafında dolaşmaları için izin vermişti. Bunun üzerine Yasak Nefretin orada dolaşmasına aldırmadı. Nefret imkana yaklaştıkça yaklaştı ve aniden içeriye daldı. İmkanın içerisinde Bilinç de vardı ve Nefreti içeride fark ettiğinde Şaşkınlık onu hareketsiz edercesine yerine sapladı. Bilincin kendine gelmesine kadar Nefret anlam yüklendikçe yüklendi.
Nefret anlam yüklendiği sırada Bilinç kendine gelmiş ve Nefreti İmkandan çıkartmıştı. Bilincin şaşkınlığı geçmiş, Nefretin etrafını sarması için Yasağa talimat vermişti. İmkan durmuş, haber Bilinç evinin her yanını sarmıştı. Kibir haberi duyar duymaz ilk İmkana gelen parçalardan biri idi. Yasağın Nefrete nasıl bir yaptırım uygulayacağını Merak ile birlikte bekliyordu. Kendi planı başarılı olmuş, Mutluluk karşı tarafta olmasına rağmen kendisiyleymiş gibiydi.
Nefretin İmkana izinsiz girmesi en son Duyguya aktarıldı. Ondan ne kadar haz etmese de sonuç itibari ile kendisinin bir parçasıydı. Parçaların toplandığı yere, İmkana doğru yöneldi.
Duygu oraya geldiğinde bütün parçalar yol açarmışçasına etrafa saçıldı. O bilinç ile bir araya geldi ve ondan Nefretin bırakılması talebinde bulundu. Bilinç bu duruma şaşırdı ve Duyguya hükmü onun tarafından kendisine verildiğini iletti. O an Duygu bir parça koparttı ve parça Bilinç ile bir araya geldi. Duygu bu parçaya pişmanlık adını verdi. Bilinç buna aldırış etmedi ve hükmün kendisinde olduğunu bildirdi ve Yasağa talimat verdi. Yasak oluşturulurken bazı soyut anlamlar ona aktarılmıştı, imkana girilmesi durumunda ne yapmasını biliyordu. Ona verilen talimatı yerine getirdi ve Nefretin etrafını sardıkça sardı. Bu sarılma neticesinde Nefret ikiye bölündü ve enerjisi de bu iki parça arasında dağıldı.
Bu yeni olay karşısında bütün parçalar korkup etrafa saçıldı. Kibir ise yerinde sabitti ve başına gelebilecekleri düşündü. duygu bu iki parçayı birbirine yaklaştırsa da başarılı olamadı. Nefret artık ikiye bölünmüştü. Onun yeni şekli daha karanlık bir enerji yaydı. Diğer parçanın daha aydınlık bir enerjisi vardı. Duygu bu parçayı inceledikçe inceledi. Ardından ona sevgi ismini verdi.
Bir süre geçti Nefret bütün karanlık ifadesini her köşeye yaydı. Düşünerek hareket ettiği izlenimini veriyor Kibirden çok daha büyük anlamlar saçıyordu. Sevgi ise saf ve berraktı. Duygu sürekli onu takip ediyor, ona ifadeleri aktarmaya çalışıyor fakat başarılı olamıyordu. Yasağın Nefreti böldükten sonra onun İmkanda kazandığı anlamları karanlık tarafında kaldığını ve Sevginin, nefretin bölünmeden önce içinde onun temiz olan tarafı olduğunu anladı. Duygu Bilincin bu bölünmeye sebebiyet verdiği için ona içerledi. Bu yüzden onun içindeki bir Anlam harekete geçti. Bilinci her düşündüğünde bu anlam büyüdükçe büyüdü ve onu dışarı vurdu. Parça bilinç evine çıkar çıkmaz Nefret ile bir araya geldi, ikisi yüceldikçe yüceldiler. Duygu bu parçaya İntikam adını verdi.
Kibir bu yeni durum karşısında başka bir parçanın da anlam yüklenmesine hayıflanıyor fakat kendi düşüncelerini diğer bir parça ile paylaşabileceğine seviniyordu. Bu yüzden Nefret ve intikama bilince karşı birlikte hareket etmeyi teklif etti.
Nefret, Kibir ile bir araya gelmeyi kabul etti ve İntikamı da yanına alarak onun olduğu yere doğru yöneldi. Kibir ile bir araya gelmeden önce aklında onun daha önce kendisine büyüklendiğini anımsadı. Kibir Sevginin ve Güvenin gücü ile nefret ile bir araya gelmek istemişti. Fakat nefret bu parçaların gücünden artık etkilenmiyordu. Onun için tek bir parçanın anlamlı bir ifadesi vardı o da İntikamdı. Nefret bir yandan da İmkana tekrar sızmak hatta onu parçalamak istiyor bundan dolayı da Kibrin gücüne ihtiyacı olduğunu anlıyordu. Bu üç parça bir araya geldiler ve anlaştılar. Kibir tek tek düşüncelerini açığa vurdu ve Nefret bu kez bu düşünceleri anladı. Kibrin tekrar konuşmaktan bahsetmesi ona daha önce nasıl anlamadığını düşündürdü. Parçalar bir araya geldiği vakit birbirleri ile doğal yoldan iletişim kuruyor kendi benliklerine göre hareket ediyorlardı. Düşünce yapısından yoksun oldukları için aradaki doğal iletişim de çoğu zaman anlamsız hale geliyordu. Kibrin konuşma anlamı sayesinde parçalar kendi düşüncelerini ve benliklerini birbirine aktarabilecekti. bundan dolayı yalnızca kendine has özelliklerini değil diğer parçaların özelliklerini de paylaşabilecekti.
Bir zaman sonra bu üç parça kurguladıkları planı uygulamaya karar verdi. İntikam Yasak ile ilgilenecek ardından Kibir ile nefret aynı anda İmkana girecek ve düşünceyi somutlaştıracaktı. Anlaştıkları üzere ilk İntikam ortaya çıktı ve Yasağın üzerine çullandı. Yasak İntikamın etrafına yayılsa da Nefret ile Kibrin İmkana gireceğini anlayamadı. İmkanın önünde her zamanki gibi Bilinç duruyordu. İntikamın yasağa çullanmasını anlamaya çalışırken Nefret ile Kibri fark edemedi. İkisi birden İmkana girip uzun bir süre Kibrin düşüncesinin anlam kazanmasını beklemelerine rağmen konuşmak ile alakalı herhangi bir sonuç elde edemediler. Bilincin farkına varmasıyla İmkan, Kibrin ilk girdiği zaman olduğu gibi aniden durdu.