İşlerin eskisi gibi olmadığının farkındaydım. Eskisi gibi olmamak... Nedense ''eskisi gibi olmamak'' cümlesini iyi anlamda kullanan bir adama rastlamadım. Zaman geçer ve her şey daha da kötüye gider, hayatın kuralıdır, gelen gideni aratır. Ben de farkındaydım,işler eskisi gibi değildi. Eskisi gibi içemiyor yiyemiyor ya da uyuyamıyordum. Eskiden(ki çok da uzun bir süre olmamıştı) bir şişeyi kendi başıma bitirip bir sonraki gün hiçbir şey içmemiş gibi yeniden devam edebiliyordum. Şimdilerde ise yediğim yemek dokunuyor, uykularım bölünüyor ya da geceden kalma uyanıyordum. İşler hiç de eskisi gibi değildi, olmak zorunda olmadığını da biliyordum. Zaman geçer bir şeyler değişir ve sizin yapabileceğiniz en iyi şey şartlara ayak uydurmaktır. Uyku hapları, rennieler ya da eskisi kadar içmemek gibi.

Ben de böyle yapıyordum, yeni şartları görüyor sorgulamıyor ve ayak uydurmaya çalışıyordum. Haftaiçleri eve erken geliyor, erken yatıyor sabah erken kalkıyordum. İçmiyor ya da dışarda aylaklık yapmıyordum. Şartlara gayet iyi ayak uydurmuştum. Dostlarımla sadece haftasonları vakit geçiriyor, bir sonraki günümün kötü geçmesine neden olacak hiçbir şeyi tüketmiyordum. Kadınlara gücüm kalmıyordu hafta içleri, biri ile görüşüp onunla vakit geçirmek benim için çok zor geliyordu .Bir istisna yapmıştım, geçen hafta çoktandır görmek istediğim bir hatunun şehrime geldiğini öğrendim. Ben de kendi şehrimi bir de benim gözümden görmesi gerektiğini söyledim. Cuma akşamını bana ayırdı ama şansızlık bu cuma geri döneceğini sadece perşembe akşamı buluşabileceğini söyledi. Şartlar yine değişmişti ve bana kalan sadece uyum sağlamaktı.


Eve gelir gelmez hızlıca üstümü değiştirip arabama atladım ve şehrin bir diğer ucuna doğru yola çıktım. Artık ilk zamanlar kadar heyecanlanmıyor, bu buluşma işleyişini ezbere biliyordum. Buluşulacak kişi olduğu yerden alınır, gayet hayattan ve havadan sudan sohbet edilir, gittikçe muhabbettin seksüel ivmesi hızlandırılır, artarda espriler yapılır, neden bahsettiğimiz kim olduğumuz ya da neden buluştuğumuz tamamen unutturulur. Herkesle her şeyi konuşabiliyor, kadınları çok iyi dinliyordum. Hepsi bana farklı bir yanlarını sunuyor hepsinin tadına bakıyor ama hiçbirini ciddiye alamıyordum. Bir yerden sonra iş kendi talkshowuma dönüşüyordu. Eğlendiriyor, güldürüyor, onlara kim olduğunu hatırlatıyor en derin yaralarını açıp sonra sadece benim iyileştirebileceğimi söylüyordum. Hep aynı adımlar hep aynı muhabbetler ve sonunda elde ettikten sonra koca bir hiç. Hiçbir şey hissetmiyordum, çok aç kalıp sonrasında tıka basa yersiniz ve tek hissettiğiniz karnınızdaki şişlik ve uyuşukluk hissi olur, benim için de öyleydi .Neden buluştuğumu ne istediğimi ne yapacağımı bilmiyor sadece tadına bakmak istiyordum. Anlık zevkler veriyor sonrasında bu kadar açgözlü olduğum için pişman oluyordum. Asla tatmin olmuyordum, benim için oyun gibiydi, herkes bana bayılsın, herkes benim olsun ama sonrasında onlarla ne yapacağımı bilemezdim. Babama da anlattım bunu(tanıdığım en büyük romantik) bana çok kadın hiç kadın dedi, yanılmıyorsam baba, sanırım işler eskisi gibi değil...


Kızı şehrin bir ucundan aldım, turuncu saçlar, bembeyaz bir ten siyah güzel bir elbise... Beraber şehrin çatı katına gidip en güzel masasına oturduk. Kadınlara iyi davranmaya bayılırım, kadınları elde edene kadar onlara kraliçe gibi davranmaya bayılırım. Bunu içten pazarlıkla yapmam, gerçekten benim için çok değerlidirler, kapılarını açar, önlerinden onlara eşlik eder yolun güvenli tarafına geçmesini söylerim. Kıpkırmızı şaraplar sipariş eder, onları tüm dikkatimle dinlerim. Güzel bir sohbet çoğu zaman seksten daha çok keyif verir bana, birinde bedeni tanır diğerinde ise ruhunu karış karış anlarsınız. Güzel bir masada güzel bir şarap söyledik. Bana hayallerinden, kırgınlıklarından, geçmişinden bahsetti. Hepsi ilgi çekiciydi, hepsi bu hayatta kalmak için bir sebep hepsi yaşamayı değerli kılan şeylerdi. Acılar, umutlar, hayaller ve aşklar hepsi yaşamak demekti. Ben ise uzun zamandır bunların hiçbirini hissedemiyordum. Yaşamıyordum, zaman geçiriyordum, yaşamak eski bir işti benim için. İşler ise hiç de eskisi gibi değildi. Tatlım dedim, ben böyle geceler için yaşıyorum, bu gecelerden taş çatlasa 100 defa daha yaşayacağım, bu mevsimi 70 kere daha göreceğim (70 sene daha yaşarsam ki, zor), belki bir kez daha aşık olacağım. Güldü ve neden bana gidip bu geceyi ölümsüzleştirmeyelim dedi. Bak tatlım dedim, bunu gerçekten çok isterim ama yarın sabah erken kalkmam lazım ve saat çoktan gece 1i geçti, işler ne yazık ki hiç de eskisi gibi değil...