Enterasan bir çekiciliği vardı ve

Kendi kuyruğunu yiyen yılan misali

Uyuşuk bir dolanıklığı vardı yaşama

Ve kanatmayı seviyordu ellerini.


Islak bir kancayı geçirmiş boğazından

Sürüyle kaş çatıyor ve inliyor

Depresif bir gülün avcunda parçalanmasından doğuyordu çekiciliği

Ve taramayı seviyordu kırıklarını.


Kepeklenmiş baharlardan rüzgarlarla esiyordu yüzüme

Buz gibiydim ben önünde

Kaskatı yolun ortasında

Sararmış sonbaharı öksürtüyordu gözleri

Ve fokurdamayı seviyordu gözleri.


Onulmaz çekiciliği vardı yakasında gömleğinin

Zar atıyordu ya hep ya hiç

Bir kundak içinde sakin ellerini taşıyordu sürekli

Ve unutulmayı ve unutmayı seviyordu belli ki.


En çok unutmayı alışkanlık edinmişti.

En çok depresyonu.

En çok çiğ hayallerden yansımaları sevmişti.

En çok, az bulunanı sevmişti.

Kendini.