Ey şiirlerin anası,

koca laflar ettirdin bak işte!

Makamdır aslında bizi itekleyen,

git var dedi,

otur bir şey demezler dedi

ve boş tastan su içirdiler yüreğimize,

kana kana;

dudağına tuttular ki görecektin

anasının emzirdiği yavru gibi

kandı ortalık

kalabalığa.

Meyancılık et de

barışsın şu sol ve sağ tarafımız

çünkü

ömür billah dedi biri

öteki her dem değiş tokuş dedi,

edemedim de birinin tarafını seçtim.

Küstü öteki.

Bu bir sakınmadır,

iltica bir nevi,

azıcık yakarma,

bir nebze kaçmaya verilen addır mağaralara.

Ortalık sakinken

muhabbet eyle bizlerle,

çık minberine ve

altına minder al,

oku

tabi okuyabildiğin kadar.

Hani gömleklere alıştığımızdan beri şudur aslına bakarsan cebine iliştirdiğimiz:

susuzluk.

Bu şeyi nasıl koyarız cebimize gösterelim:

Önce alırsın bir tutam zülfünden

bir iğne

bir de yürek lazımdır

başlarsın canını acıtmaya

kendinin.

Ey şiirlerin anası,

eski adam eyle bizi,

biz buna tevessül edenlerdeniz.

Hani bakarsın eserse diye delilik

kalın giyin çık göğsünü

efendi efendi konuşalım seninle.

~