Tanrım!
Küçüktüm
Yağmur duasına giderdim dedemle
Bazen şansım yaver giderse
Kekte meyve suyu da dağıtırlardı
Büyüdüm
Çocukluğum da gençliğim de
Karadeniz kentlerinde geçti
Yağmurun yuvasında yani
Çok sever oldum ıslak sokakları
İnsanların terk ettiği o sokaklarda
Hüznün çocuklarıyla dertleşirdim saatlerce
Bazen kediler bazen köpekler
Bazen de terk edilmişler olurdu bunlar.
Sıcak denizlerde büyümüş bir arkadaşım vardı
O hiç sevmez, alay ederdi benimle
Çok zaman geçmişti onu anladığımda.
Yetişkinim artık
Nerede olduğumun bir önemi yok ama
Yağmur yağmasın duasını öğretti bu coğrafya bana
Taşlar düşmesin diye dağlardan yollara
Çizilen arabalar olmuyordu yalnızca
Ya da ezilen.
Kalbimi kurutmak zorunda kalıyordum
Kışa yetsin diye.
Peynir kutularıyla bakışmayı öğrendim sonra.
Kedilerimin mama kaplarıyla
Yanlış anlaşılmasın
Küçümsediğimden değil peynir kutularını
Onlar ki en güzel kahvaltının
Tabaklığını yapıyorlar şimdi.
Benimkiler bile onlar kadar şanslı değil ne de olsa.
Gördüğüm tek hareketlilik peynir kutularının
Rüzgardan ya da
Komşu kedilerden yerleri değişiyor yeni güne.
Kediler
Kediler de olmasa
Bir de çocuklar
Çiviler takarım gözkapaklarıma
Uyanmamak için yeni güne.
Ya sevgili dostlar
Herkesin farklıdır ruhunun ekmeği
Ben beni neyin aç bıraktığını fark ediyorum şimdilerde
Açık bırakılan sular kentinde
Su sesiyle uykudan sıçrayan bir kızın uykusuna dönüşüyor yaşamak
Öyle rahatsız, diken üstünde..
Görüldüğü üzere
Şair yapmıyor beni buralar
Böcek katili yapıyor.
Beni bu karanlıkta
Neden bir başıma koydun diyemediğimden
Elektrikler yok diyorum
Yeryüzünün de evimin de kalbimin de
Elektrikleri yok.
Neden diye sormak geliyor aklıma sonra
Neden kesilmiş elektrikler
Tellere kuşlar çarpmış diyorlar
Kuşlara bir şey olmuş mu diyemiyorum
Nasıl çarpar kuşlar tellere anlam veremiyorum.
Benim gönül telime kuşlar çarpsa
Ben canlanırım.
Yeryüzü ise karanlık oluyor.
Benim gönül telimden kuşlar göçüyor
Halsiz kalıyorum.
Her Parol'da bir neden yutuyorum.
Bazen gidiyorum denmez,
Neden diye sorulmazmış.
Susmayı öğretiyor bu yeryüzü bana.
Yalan dinlememek için
Veda konuşmaları yapmamayı.
Ki ben gözüm açık gitmemek için
-Dudaklarımın değdiği her tasa güller döken-
Gözümü hak etmediğim dikenlere kapatıyorum.
Başıma örülen çoraplar da var olsun
Onları üşüyecekleri günlere saklıyorum
Düşmanlık edemem kimseye,
Ölümün imzasını sırtımda taşıyorum.
-Ama bana neden bunu yaptın yeryüzü?
Şifayı bitkilerde arıyorum-
furkan dölek
2022-10-28T17:45:22+03:00sevgili dostum, kaleminde buram buram yaşamak. sıcak denizlerden soğuk denizlere bir yaşamak. elektrik tellerinden kuş kanatlarına bir yaşamak.
bütün kedilerin çok yaşasın.
Meriç Koç
2022-10-28T01:07:47+03:00Kediler çok tatlı ve bence şiirle uyumlu olmuş.:) Hem hüzünlü hem de keyifli, hoş bir şiirdi.