Yine gecenin bir yarısı, saatler 03:07 gösteriyor. Güzel geçen bir günün ardından yine belirsiz ve nedensiz şekilde gelen duygu patlamasıyla boğuşuyorum. Kulağımda “Bir Derdim Var” şarkısı ve aklımda tek bir soru “Gerçekten bir derdim var mı?” Bu soru aylardır hatta yıllardır kendime sorduğum bir soru; neden soruyorum, ne zamanlar soruyorum, neden soruyorum hiçbir fikrim yok. Her şey tam yerine oturuyor ve hayat güzel gidiyor derken bir şekilde yine her şeyi bozuyorum . Bu bozmaları bazen kendi kendime çok düşünerek, bazen bu düşünceleri başkasına aktarıp onları kırarak, bazen ise hiçbir şey yapmayıp öylece durarak yapıyorum. Kendime bile güvenemezken bir başkasına kolayca güvenip sonrasında korkmak istemiyorum, kendimi sevme yolunda narin adımlar atarken başkasının beni sevebileceğine inanmak istiyorum ama ne kadar bunları istesem de her zaman bir şekilde kendimi sabote ediyorum. İnsanın en büyük düşmanı kendisi ve fikirleri değil midir zaten? Kendi düşünceleriyle bazen kendini yıpratır, bazen yanlış anlar bazen ise anlamak istemez. İnsanın kendisi kendisini öldürmez mi zaten? Peki bu ölümü nasıl geri çevirebilir biri, nasıl hayata geri döner, neye tutunur?