sensiz yaşamayı bilmiyorum
sensiz yaşayamıyorum, o halde birlikte yaşayalım. görmüyor musun? delirmiş aşıklarız.
bu sevgi değil, anlamıyorsun. bu sevgi değil, bu hastalık.
-ve o ses
"küçük taç yaprağım, ne zaman geliyorsun?
dedin ki çiçekler açtığında geleceğim
dünyanın bütün çiçekleri açtı, ne zaman geliyorsun?-"
bir delilik üzerine yazılmış bir deli şiiri okuyorum, toplayacak kırıkları kalmayınca insan biraz böyledir.
biraz daha biler kalemini, çığlığına saplayabilsin diye.
ben her gece baudelarie ile uyuyorum bilmiyorsun
suluyorum kötülük çiçekleri'ni
uzun filmlerden hoşlanmıyorum, dalıp gitmeyi seviyorum bilmiyorsun
küçük taç yaprağım kopuverdi derimden görmedin rüzgarın çöllerinde
görmek ve bilmek arasında bir tınıdır şimdi hoplatan yüreğimi.
tenim diyor ki
tut kollarından, al oradan
diyorsun ki
bırakalım düşsün kuyuya yusuf.
aç kapını bu yağmur kalbimi paramparça ediyor diyorum
sonsuza kadar aralıyorsun kapılarını
diyorsun ki
ay kalbimi ele geçirdi
ay kalbimi ele geçirdi
varoluşumun üstadı nereye gidecek?
bir zen öğretisi.
yeşil bir denizin sesi içimdeki.
"küçük taç yaprağım, ne zaman geliyorsun?
dedin ki çiçekler açtığında geleceğim
dünyanın bütün çiçekleri açtı, ne zaman geliyorsun?"
kulağımda fars tınıları
arap şiirleri
aşk ölümleri