Elveda kasvetli akşamların yüze gülen ayına
Elveda içimi titreterek esen rüzgarlarına
Kırılmış bir kalp gibi şehri bölen çayına
Elveda gökteki güneşe, bulutlara ve yıldızlara
Ama sana değil
Belki ayağıma takılan taşına
Ve bu şiir;
Havası kadar soğuk insanlarına
Belki de düne bir sitem
Ama sana değil.
Her hatırladığımda incinmem
Sövmem yerli yersiz gelen hatıratlara
Her nefes aldığımda öksürmem mesela
Zararı büyük bu yaşanmışlıkların
Ve estiği zaman dağdan gelen ayaz rüzgarlar, titremem
Hissetmek gerekiyor sesinin verdiği o tarifsiz sıcaklığı
Yanaklarımdan akarken en yalnız halinde yaşlar
Bağırmak geliyor içimden, en derinden haykırışlarla
Ah tutabilsem şu tutunamazlığı ayın şavkında
Tenin şehzade otağında bir hançer öyle keskin
Ve bu kimsesizliğin kucağında bir tutku
Yangınıma vurgunum ben, neme gerek ne sen
Ne de Porsuktan bir kaç damla su
Beni barındırmayan kalabalık sokaklarına
Her gün sanki dün bir şey olmamış gibi yeniden doğan güneşe
Yeryüzünü tasasızca izleyen bulutlara
Göğün göğsünü delerek düşen her yağmur damlasına
Bu bir sitem, bu bir öfke
Kalbime sarmaşık gibi dolanan sevdanın bıraktığı ukte
Bir neden değil, sebep değil
Har olur ancak, yanmakta olan bu ateşte
ESKİ diye bağırsam belki biz gelirdik aklına ama
And içmiş mısralarım şiirimi ŞEHİRime atfetmeye.