Güzel haberlerim var Matmazel.
İçimde kalan, son hayallerimden biri olan, yeniden özgürce koşabilme ihtimaline yaklaşıyorum. Kolay olmayacak fakat sadece bir ihtimal olması bile, peşinden gitmem için yeterli. Hatrımda kalan an, duraktan hareket etmek üzere olan otobüsün peşinden yakın arkadaşlarımla koşmamdı. Kısa metraj bi film gibi gözümün önünde sahneler,geçen zamanının uzunluğunu önceleri olduğu gibi detaylı söyleyebilirim lakin bu huyumdan vazgeçtim.
Onunla ilgili geçen her zaman, kalbimin bir köşesinde, eski evlerin duvarlarını süsleyen, ne kadar eski olsa da, bi çocuk gibi koşan yelkovan edasıyla ilerliyordu fakat o evi artık terk ettim.
Vazgeçemediğim her kavram, sevgi, bağlılık ve takıntılar, zihnime ihanet etmiş hissi veriyor. Bugüne kadar sadece duygularımla hareket ettim ve vardığım noktada, artık bedenim gibi kalbim de hissizleşiyor. Tüm kontrolü zihnime bırakmazsam, rahat bir son hayalime de kavuşamayabilirim. Tek ışığı olan ve durmadan yanıp sönen, bambaşka bi evde, hayatımın en mutlu anını yaşadım ve bunun farkındaydım. Şu koca dünyada sadece birkaç metrekare içinde,o anı yaşadıktan sonra ,geri kalan çoğu şeyi görmemeye başladım.
Sadece içimde taşıdığım her his, zihnimi bulanıklaştırıyor. Hatıraları ait oldukları zamanda bırakıyorum. Vaktinde yaşanmamış hisler, asla yaşanamayacaklar. Öncesinin pişmanlıkları, sonraların telaşıyla kaçırdığım anları yaşamayı seçiyorum. Endişelenme sakın, bu evrene gönderdiğim bir mesaj değil, biliyorsun pek inanmam bana tutarlı gelmeyen kavramlara. Eğer her sabah uyandığımda kendimi ikna etmesem, bu yorgunlukla tek bi adım bile atamam.
Vazgeçmeyi öğrendiğimden beri,
durmadan kendime soruyorum, sahiden Tolga evin neresi?