Kar yağacak bahçeme ve penceremden baktığımda bahçem bembeyaz olacak, üzerine basmayacağım.


Büyük bir fabrika ve ankara ayazını aratmayan bir soğuk var. Fabrikanın kapıları kapalı fakat her yer demir olduğu için sadece rüzgarın esmesi engelleniyor. Bir adım yere düşen işçi sayısı 2 kişi. Üşümemek için çalışan insanlar ve onları evde bekleyen aileleri...


Rakamlar düşündükçe çoğalıyor. Torna tezgahının başında hâlâ çalışan 75 yaşında ki usta gibi. Çalışan makine ustadan da eski, ustanın Gözlerinde ki bakış tüm fabrika işçilerinin yaşlarının toplamından da büyük, bir acı var. Yemek molasında yemeğini yarım bırakacak kadar ruhunda yarımlık görünüyor, gözlerinde bir hasret var. Kimbilir 75 yıl neler yaşadı? Hangi birikimlerin tazminatıdır bu hüzünlü boş bakışlar? Hangi yol da yürüdü de kar bir anda tipiye dönmüş olabilir?


Bir insanın başka bir insanda ki acıyı hissedebilmesi ne kadar kötüymüş, bahçeme kar yağacak fakat o adamın başına düşen aklar kadar beyaz olamayacak. Fabrika buz gibi, her yerde küçük kovalar var ve içinde odunlar yanıyor. Kovaların başında bekleyen işçiler gülerek muhabbet ediyor, zorundaysan mutlusun bu hayatta. Çatıdan yağmur damlaları damlıyor, işçiler elektrikler kesilsin diye dua ediyor. 75 yaşında ki usta ondan da 75'lik olan makinenin başında durmadan çalışıyor, konuşmuyor ama haykırıyor "hava sıcak" diye.


Bahçeme karlar yağacak, eriyince başıma düşecek aklar. Gözlerimde bir acı olacak, beklediğimi kaybettiğimde anlayacağım. Yemeğim kursağımda kalacak...