Öfkeyle tutuşup yanan bakışlarında
Kızıl alevlerin sardığı bir çift kapıdır gözleri
Cehennemin eşiğinde sonsuz ateşe açılan…
Gözden çıkarıldığı yerde ve unutulmaya yüz tuttuğu zaman
Aydınlığı karanlık olur, karanlığı aydınlık…
Akmamak için direnen bir damla gözyaşında
Temizlenebilir mi kine batmış, taşıdığı o ışık?
Hem küskün hem yalnızlığa sürgün
İstediğini alamayan bir çocuk gibi,
Babasının elinin tersiyle ittiği…
Şefkate aç, kırpmadan, kıyamete diktiği gözleri
En çok onu sevsin diye beklerken
İblisinin sesidir fısıldayan kulağına:
“Tercih edilmedin ve terk edildin sen!”
Kibrin bilediği göğsünde başlayan isyanda
Yüreği yangın yeri, ruhu kül…
Yine de toprağa boyun eğmemeli ateş
Kanadı kırık, bahçeden düşen, solgun gül…
Mağrurdur ayrılıkta da!
Acının saplandığı yerde, gururun kesiği derin
Kan akıtmaz ama can yakar
Eğrilmiş kancasında doğru bulunabilir mi?
Ardı arkası kesilmeyen soru işaretlerinin…
Affetmeyen mi?
Affedilmeyen mi?
Hangisi sırtlanır daha ağır bir yük?
Sahi kimin ihaneti daha büyük?
Bir melek de düşebilirdi Tanrı’nın gözünden…
Akmaya hevesli, silinmemek için direnen
Arsız bir gözyaşı gibi…
Eğri kancada bir doğru arayışı daha:
Tanrılar da ağlar mı peki?
Görsel: Alexandre Cabanel’in Fallen Angel (Düşmüş Melek) adlı tablosu
❛GD❜
2021-10-24T22:25:52+03:00Teşekkür ederim yorumunuz için. Sanatta üslup ve tarzlar çeşitlilik gösterir. Şiir de bireysel tercihlerle şekillenmeye çok esnek bir tür. Dediğiniz gibi olanı farklı şekillerde anlatmayı ben de severim. Bu platformda paylaştığım şiirler sanat tabloları üzerine ve dolayısıyla tablonun anlattığı hikâyeye dayandırıyorum şiiri. Sağ olun tekrardan.
Seniya Burçak
2021-10-24T21:55:04+03:00Güzel bir şiirdi. Ama ben şiirde buna ek olarak biraz da "olanı başka şekillerde ve biçimlerde ifade etme" durumunu arıyorum. Sanat biraz da bu değil midir zaten?