Kızıla çalan gün batımı manzarasında düşledim mutluluğun çekiciliğini.

Ceylanların sıçrayışında hissettim yaşama sevincinden bir bukle.

Bir bukle düşünce arzuladım gökyüzünün asil sonsuzluğundan.

Arzulayıp obsesyonizt düşüncelerden alıkoyamadım kendimi. 

Faust döngüsüne benzerdi obsesyon mağdurlarının zihinleri,

Döngüde bir el, bir yaşam ve bir darbe vardı.

İçine birazcık hudut serpiştirdiler. 

Ve birazcık da duygu.

At gözlüğüyle bakanların göğsünde bir ağrı oluştu.

Ve Faust ağrıyı hiç umursamadı.

Geriye ne manzara, ne ceylan, ne gökyüzü kaldı.