Çürümüş bir iskemledesin şimdi
İhtilal yeni çökmüş üstüne kentin
Üstesinden gelebilecek değilsin, vakit geç düşünmeye
Bir yangını söndürmek gelecekte nasıl bir etkiye sahip?
Paltonu çıkarıp koyduğunda bir köşeye
Geçmişte gelişigüzel bir genişlikte, görünürde
Tutku dediğin tevazu kabul götürmez bir sanat
Tarihin taraflı yapraklarında sinen bir hayat
Ben buraları bilmiyorum, buralar mistik birer mabet
Madem bir yasak kapımıza konuyor, değil mi ki özgürüz
Düzen, basamaklarını tırmandığımız eski usul bir bürokrasi
Yaşamak ki rüzgarda tutuşturmak saçlarını, belki uçunca
Karşı tarafından bir sevecenlik gelmiyor yolun
Karşının telafisiz bir ömrü betimliyor oluşu ürkütüyor beni
Elinde sararmış önlükler tutan bir hastabakıcı görünüyor
Sanki bir cenaze marşı, nazik ve usulca işitilecek yarın
Yarın! Ne de cüretkar bir saat dilimi!
Bir de bugün var, geçmişin yükünü alıp omzuna koşturan
Zaman dediği halkın, sabit duramayan bir hüzünlü dalga
Zaman! Toz, buz, bulut, kar ve kış... biraz güneş.