''Kimi uyuşturucu kullanır, kimi sarhoş olur, kimileri de benim gibi Türk dizileri izler.''
Sabahın yüze değen soğuk esintisi gibi bir yapım... Suç, ceza ve vicdan ekseninde ilerliyor. İran'da yargının nasıl devletin ideolojik aygıtına dönüştüğünü, kadınların toplum içerisinde nasıl geri plana itildiğini derin bir sakinlik, duru bir hikaye ve güçlü metaforlarla aktarıyor. İzlemek lazım.
Mina’nın yaşamı, kocası Babak’ın idam cezasına çarptırılmasına neden olan suçlamaların asılsız olduğunu öğrendiği andan itibaren altüst olur. Beş parasız kalan kadın, bir yabancı Babak’a olan borcunu ödemek için karşısına çıktığında, aralarındaki bağlardan bihaber bu adamı hayatına kabul eder. Bu adam, kocası olan Babak'ın idam fermanını onaylayan hakimdir.
Afiyetler dilerim.