Kıvılcımlar ark ediyor içinde kafamın
Kokluyorum taze biçilmiş çimlerin imdat çığlıklarını
Boş bir salıncak sallanıyor gıcırdayarak
Bu kanlı eller kimin
Bu proleter yaralar bedenimi ıska geçip ruhuma siniyor
Kırıyorum aynaları birer birer
Kırdıkça çoğalıyorum
Çoğalıyorum çağlayarak yatağımda gecenin bilmem kaçı
Bilmem kaçı doğru bu histerik sanrıların
Annemin ciğerlerinden başlıyorum ölmeye
Siluetini bozar ata toprağımın göğü delen mızraklar gibi golemler
Gölge düşürür samimiyetime metalaştırdığım hislerim
Körelirim ben barış zamanında kılıçlar gibi
Hiç yola çıkmadan kaybolurum
Piriyimdir yalnızlığın gözlerimden oku beni
Süzdür posamı ayır özümden
Gör ki çekirdeğim nasıl kaynar
Erimiş benliğimin içine neler sığdırmışım bak
Hangi örslerde hangi çekiçlerle dövülmüşüm
Bu serkeş mayına hangi kader uygun görülmüş
Öngörülen komplikasyonların sonucu bir karış üstünde gezerim toprağın
Çocukluğuna final yazılmamış çocuklar yarım yetişir yetişkinliğe
Yalancı bahara kanmış çiçekleri solduran zalim yaşam
Kuşkulardan kuşlar kondurur pencereme
Bayat ekmek ve limonla beslerim onları
Sıcak iklimlere göçer emeklerim
Ben yapayalnız bir delinin saat gece ikisiyim
Yastıkla muhasebesini tamamlayamamış travmatik gençlerin histerisi
Yaşanmış tüm kayıpların kayıt defteri
Annemin geçmez parasıyım
Olabileceklerimin ucu ucuna yarısı