Firari işte; hep bir boşluk, hep bir boşunalık
Tamamlanmışlıktan uzak, diğer uca yakın
Sırtı hep duvara dönük, hep bir hançer endişesi
Ensesinde her an kiralık bir ölümün ürperten nefesi
Hani diyor ya 'aç ve arkasız'
Bir onu sığdıramamışlar bu devasa cam akvaryuma
Bir ona kalmamış bir avuç buğday, bir saman yastık
Koyar insana suçlu damgası yemek
Damga vurmadığı suç kalmamış soytarılar katil krallarının eteğini öperken
Oysa var mıdır dünyada daha adisi
Bir kova balığı bir akvaryuma hapsedip keyif yapan şarlatandan
Birkaç milyon vurgunla çocuklardan çalan hırsızdan
Okuyan ve konuşan mı oldu en azılı kırmızı bülten firari?
Öylesine yalnız ki firari,
Öylesine tehlikeli ki bir karanlık köşede bir sigara yakmak
Işıklardan kaçmak nedir bilir firari
Sorun ona nedir bilir en çok özlediğinden uzaklaşmak
Düşünde bir sıcak somun görür, bir aydınlık gökyüzü
Bir de kurtuluşu, uğruna canlı mezar olduğu memleketinin
Fakat bir de uzaklardaki sevgilinin sıcacık göğsü
Soğuk bir kış günü kurşunlanır firari.