içimde oturuşun yanımda sükutun sonra parmakların
parmakların sultanım göz aydınlığım cansuyum
öyle aksın istiyorum zaman gibi yol gibi
hep koşalım ardı sıra koşalım koşalım gönenelim
ipince upuzun ve bembeyaz göğe erelim.
şimdi orada gecenin behrinde soluksuz bir şi'r içinde
kalbini önüne koyup dinliyorsun içini acıtan yalnızlığı
belki arabesk bir öykünün koynunda uzaklara çok uzaklara
kavganın ortasına soğuk bir uçuruma bel bağlıyorsun.
itiraf ediyorum günahlarına ortak olmak istiyorum
unuttuğun mendil kaybettiğin gölge vadedilmiş toprak
adrese varmayan mektup olmak istiyorum.
gözüm ey! yolcuyum han-ı gönülde
bir varmış bir yokmuş kalbin hançeri çokmuş
gözün yaşım ellerde bulunmuş.
canânım hey!
uzun yolculuklara mecalim yok anla aczimi
kemale erişmeyen vakitlere hapsoldum.
1.
bir masal var kahverengi defterimde
ürkek akşamların pencere pervazlarında tenha tenha üşüdüğü
ve karlı vakitlerin taze bakışlarda tufan
incecik yüzlerde sarı çiller bıraktığı masallar.
2.
hiçbir masal avutamaz hiçbir kahraman
kanında delişmen uğultular bırakamaz dizlerinde
kabuk bağlayan yarayı üfleyemez. çilingir bir göz
iz sürerse mavzerin tutukluk yaptığı mevzide
yanar bu şehir ve halklar dökülür.
3.
anlarsın bir şehir yanarsa bir gönül yanmıştır
bir gönül asla bir gönül değildir bilirsin
gözlerin alev rengi gökyüzüdür
saçların sultanım,
deniz dibi dalgalar ve örülmemiş sızı.
görünmez sızınca acı demlenir yaşamaklar
bir yol ulanır diğer yola düz olur yaşamaklar.
süreyya tarık
2021-02-26T09:13:59+03:00teşekkür ediyorum..
Zeze
2021-02-25T23:10:39+03:00Adrese varmayan mektup olmak istiyorum demişsiniz, oysa ne acıdır bu. Kaleminize yüreğinize sağlık 😊