GECENİN SON FERYÂDI

Güneşin selamı sabahı kestiği,son ışığını şehri alt üst eden yıldırımların aydınlattığı kapkaranlık odamdayım


Dalgın bir çift göz, yorgunda olsa yaşam için çabalayan yüreğim ve içerisinde fırtınaların kopmasına rağmen sakinliğini koruyan ruhum hep beraberiz yeniden


Görüyorum tüm yaşanmışlıkları hissediyorum tüm acıları neredeyim ben nasıl görüyorum?


Tek bir aydınlık noktası olmayan bu kafeste görebilecek kadar kapanmış gözlerim


Rüyada mıyım sonsuzluğa mı daldım anlayamıyorum


Yansıyor gibi her Ânı önümdeki duvara, yalanlarla inşa edilmiş kumdan kaleler, kayalıkları okşayan köpürmüş deniz suları, doğruları arayan kayıp bir yengeç, ve at üstünde rüzgarın sillesini yercesine sahile paralel hızlanan ben...


Uçcuz bucaksız şu diyarda sadece sahilden bir kare mi anımsatıyor anılarımı nasıl olur? Neden göremiyorum tüm hayatımı niçin uzanamıyorum hayallerime odamın tavanı ne zmandır bu kadar renkli ve güzel


Acılar'da mutlu edermiş bazen, siyaha renk katar beyaza kir atarmış

Fakat ben maviyi severim denizinde boğulmak üzere olsam bile gülüşümden ödün vermem


İzin verin biraz daha kalayım buralarda karanlıktan eser kalmamış renk cümbüşlerinde kaybolmuşum mutluluktan dört köşeyim.. taa kii o ana kadar


Tertemiz rafların tozlu sayfalarından gelen bir sitem ile duyuldu yarım kalmış kitabımın çığlığı neredesinn


İrkiliyorum aniden ayaklanmak istiyorum yatağımdan, yardıma ihtiyacı var dostumun bensiz korkar yalnız başına


Direniyorum dizlerimin dermansızlığına umursamıyorum kollarımın hükmünü yıkılmak mı kendine gel çocuğum sana hiç yakışmıyor


Ayaktayım tüm zorluklara rağmen ilerliyorum dostuma doğru,kitaplar dostudur insanların seni sen yapan okuduğun dostundur aslında


Seninleyim artık.. sayfalarında yüzmek istiyorum üzerine kapanmak çıt çıkarmadan ağlamak istiyorum dostum sen benim eserimsin ben ise tutsağın...


Nasıl devam edeceğim hikayeme dostuma göz kırpamadan onu göremeden bu karanlık odamda illede yazmak istiyorum dostum ile ayrı kalmaktan soğumuş parmaklarım bugün çok sıcaklar her şeye karşı yazmak istiyorlar


Çekmecemde kalan unutulmuş son bir mum ışığında dostumla yolculuğa çıkmaya hazırım artık


Biletini kanayan yüreğimin kestiği şoförünün yarım kalan hayallerimin olduğu otobüste,dostumla en arka koltukta gözlerim kapalı dinliyorum bu şehri


Her satırında kendimi bulduğum eserimde göz yaşlarımı siliyordu dostum üzeri ne kadar ıslansada bana yazmam için resmen göz kırpıyordu


Canının acıdığını hissediyorum kalemimin ucu yaralıyor sayfalarını

aksine devam etmemi istiyorsun yüreğim kan ağlıyor seni bu halde görmekten, uğruna ise seni dinliyorum yine de...


Sanırım artık sona yaklaşıyorum kalemimin yazarlığı dostumun sayfaları ve yolumu aydınlatan mum ışığım güneşe hapsoluyor


Gün doğuyor yeniden, uykusuz geçmiş bir gecem daha sabahçı kahvem ile uğurlanıyor hatrı sayılır senelere


Yine mağlup oluyorum geceye dostumun son sayfasında savruluşumun kaçıncı baharında hatalarımın ise isyankar çığlıklarında...