Bende vazgeçmenin ağırlığı yavaş yavaş yerine oturup içim serinlemeye başlasa da paylaştıklarımıza ve bize dışardan bakma şansım olmuyordu. bütün gün çalışıyordum. Akşamları 6da işten çıkıyor yemek yiyordum sonra uyuyordum işe gitmek için yeniden. Böyle yaşamaya başlamıştım. Mart ayında her şieyi bir kenara bırakmak için mezun olmanın da vermiş olduğu bir sevinçle gelmiş bana evlilik teklifi yapmak istemiştin. Ben o akşam kendimin kendimden bile haberi olmayan bir yanıyla tanıştım ve seni de tanıştırmıştım. Buz gibiydim, duygusuz, asık suratlı ve memnuniyetsiz. O kadar şaşırıyordun ki bakıp bakıp bir daha bakıyordun. Yoldan gelmiştin gel bişeyler yiyelim sonra gidersin demiştim onca yılımı bir anda çöpe atmıştım. Çok üzülmüştüm, ben isteyince gelmemiştin ben vazgeçmiştim artık. Böyle bakınca da o gün bakınca da çok üzücü farkındayım, nasıl ikna edemedin beni hala anlamıyorum nasıl ikna olmadım nasıl o kadar kararlıydım, neden hiç anlayamadım. Seni o gün hiç bilmediğin bir şehrin ortasında ağlarken bıraktım yaptım bunu ve kendimi hiç ama hiç affetmiyorum. Çok zorlandım çok üzüldüm çok bekledim çok yalnız kaldım evet ama sen benim çocukluğum, gençliğim, binlerce anım, gülen yüzüm, en güzel sıfatlarımdın. Kendimi affetmiyorum sen de beni affetme istersen yalnızca bil ne kadar zordu benim için bil. Ve evet için rahatlayacaksa bu yaşımda söylüyorum yeniden söylüyorum kimse beni senin gibi sevmedi. Şanslıyım ki senin kalbinde var olmak kaderimin bir köşesinde de olsa vardı, oldu. Sen beni sevdin. öyle güzel öyle büyük bir sevgiyle sevdin. Birlikte güzel anılarımız var ne olursa olsun bizden alınamayacak ve unutulamayacak.

Bu yazdıklarım bir gün sana ulaşsın istiyorum. Tekrar tekrar oku. Anlattıklarımı beni tanıyan yanınla bir daha oku. Benim kendimi anlamadığım yerler olduğu gibi senin de beni anlamadığın yerler olacak biliyorum. Şimdiki hayatı kıyas etmek bir şeyleri değiştirmek için yazmıyorum bunları, her nerdeysen bütün saadetler senin olsun. Bana anlattığın bütün hayallerin bir bir gerçek olsun, hep inandım sana ve başaracaklarına. Bir yerlerde isminden söz ettirdiğine de eminim. Senin varlığınla, seninle, seni yetiştirenle gurur duyuyorum. Ben biliyorum senin bu dünyada ender bulunan bir hazine olduğunu, iyiki seni gördüm iyiki seni tanıdım, iyiki seni sevdim. Yolum yoluna iyiki değdi. Benim geçmişten gelen hikayem değil içimin yazgısı bu. Ben nereye gidersem içimde var olan bir acı, dilimde duamda var ettiğim ve zaman zaman yandığım bir anı.


Hoşçakal, gönlüne iyi bak.