Mendil kapmaca oyunu “yağ satarım bal satarım” oyunu olarak da adlandırılmaktadır. Oyun çocukların, bir kız bir erkek olacak şekilde daire şeklinde oturmasıyla başlar. Daha sonra bir tane ebe seçilir ve ebe eline bir mendil alır. Ebe çemberin etrafında, saat yönünün tersine dönerken bütün çocuklar şu şarkıyı söylerler:

“yağ satarım bal satarım

Ustam ölmüş ben satarım

Ustamın kökü sarıdır

Satsam on beş liradır

Zambak Zumbak

Dön arkana iyi bak”

           

Şarkının söylenmesi bittiği zaman ebe, elindeki mendili oyunculardan birinin arkasına bırakır. Mendil arkasına bırakılan çocuk mendili alır ve ebeyi kovalamaya başlar. Bütün oyuncular “tavşan kaç tazı tut” diye bağırırlar. Bir tam turun ardından ebe, oyuncunun boş bıraktığı yere oturabilirse oyuncu ebe olur. Eğer yakalarsa ebe, ebe olmaya devam eder. Oyunun oynanışı bu şekildedir.


Oyunda Var Olan Köken İzleri:

a) Var Olan Müzik ve Dans Figürleri:

Oyunun içerisinde ebenin çocukların etrafında dönmesi ve çocukların şarkı söylemesi, oyundaki köken izlerinden en bariz olanıdır. Müzik ve dans, oyunlarımızın kökenlerinde yatan en derin unsurlardandır.


b) Dini Figürler:

Çocukların daire şeklinde kümelenmelerinin de dini bir öğretinin temelinden geldiğini düşünebiliriz. Çocukların düz bir şekilde sıralanmayıp ebenin de arkalarında git gel yapmadığı göz önüne alındığında bunun tasavvufi bir temele dayandığını düşünebiliriz. Ebenin saat yönünün tersinde dönmesi de bir Mevlevi semahını andırmaktadır. Bunlar bire bir olarak aynı sembolü vermese de kökeninde yatan düşünsel ya da antropolojik unsurlar olarak değerlendirilebilirler.


c) Kültürel Figürler:

Türk kültüründe mendilin sembolik yeri genç bir kadın ve erkek arasında var olan duygusal bir ilişkinin göstergesidir. Genç erkek sevdiği kadına yanık bir mendil verirken, genç kadın eğer erkeğin aşkına karşılık verirse yanları oyalı mendil gönderirdi. Oyanın renklerine göre de kadının anlatmak istedikleri değişkenlik gösterirdi. Oyunumuzda da bir kız bir erkek şeklinde oturulması ve ebenin mendili arkasına bıraktığı oyuncunun elinde mendille ebeyi kovalaması bize bu kültürün sembolik bir devamı olabileceğini düşündürmektedir. Muhtemeldir ki antropolojik olarak edinen bu bilgi bir kültür haline gelmiş ve sembol olarak kalıcılığını korumuştur.



Oyunun Çocuk Gelişimine Olan Etkisi:

Oyunun çocuk gelişimine etkisini ele aldığımız zaman bir sokak oyunu olmasıyla değerlendirmeliyiz. Birçok sokak oyunu gibi bir kovalamaca hâkim olduğu için çocukların çevikliklerini artırırken onları hareket etmeye sevk ederek enerjilerini atmalarını da sağlamaktadır. Çocukların fiziksel gelişimine katkıda bulunan bu oyun onları hareket ettirerek vücudundaki sistemlerin düzenli çalışmalarına da yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda mendilin rastgele bir oyuncunun arkasına bırakılması ve oyuncunun bunu fark ederek koşmak zorunda kalması, çocukların hem reflekslerini, hem duyularını, hem de atikliklerini güçlendirmektedir. Oyunun yakın zamanlarda ilkokul ve ortaokullarımızda beden eğitimi derslerimizde oynatılması da eğiticiliğinin bir göstergesidir.

 

     

Sonuç olarak mendil kapmaca oyunu çocuklarının bedensel ve zihinsel gelişimine katkıda bulunurken aynı zamanda kültürel figürleri de içerisinde barındırarak birçok sembolü içerisine almıştır.




Yazar: Musa Can Demiralay