Elbette sana verecek bir öğüdüm yok. Her şeyi senden öğrendim. Yollarımı, düşüşlerimi ve kalkma gücümü senden öğrendim. Mücadeleyi ve mağlubiyeti, boyun eğmeyi ve dik durmayı senden öğrendim. Fedakarlığı ve vazgeçmeyi senden öğrendim. Bilmenin mümkün olmadığını, belirsizlikle verdiğim amansız savaşın faydasızlığını, sıkıntıya ve vebaya rağmen dalganın dinmesini beklemeksizin sırtüstü yüzmeyi senden öğrendim. Cesaretin ve gözükaralığın olmasaydı tüm bu yolları gözüm kapalı yürürdüm. Sana kulak vermeseydim belki daha huzurlu olurdum, kendimden ve hayattan tümüyle habersiz olarak. 


Sevgili çocukluğum, hoyrat genç yıllarım,

Sana ettiklerim ve edeceklerim için bağışla beni. Yaşam karşısındaki bebek adımların ve bu keşfin gölgesinde yeşeren bilgeliğin için sana minnettarım. Herkes için olmanı bekleyerek seni maruz bıraktığım kısır arzularımın kendime, yalnız kendime yönelmesi için hala çalışıyorum. Ne yaptıysak birlikte yaptık, ve ne yapamadıysak da minnetle veda edelim. Varlığımı sürdürmemi sağlayan, anlam arayışımdaki o cılız alevi harlayan sınırsız gücü senden alıyorum. İyi ki varsın.