Gerçeğin Manifestosu isimli kitabımdan bir alıntı:


"Ah, yepyeni ve korkunç şeyler görmeye devam ediyorum.

Hırsızlıkla, cinayetle yarışacak ve belki onları sollayacak birtakım şeyler... Tüm kötülüklerin kaynağına iniyorum.

Eşitsizlikler görüyorum.

Yukarı aşağı görüyorum.

Birinin bir diğerinden üstün olduğu saçma, ukala bir düzen görüyorum.

Burnu havadalar ve başı eğikler görüyorum.

Saygı görmek adına, alt tabaka (!) insanlarına yanaşmayan yürüyen kibirler görüyorum.

İşte kurduğunuz bu düzene lanet olsun. Emek ve çabadan başka her şeye önem veren düzeninize lanet olsun. Çocuklarınızın gözlerinden yaşam aşkını çalan, yerine vazgeçmişlik koyan ve ellerine paket paket mendil tutuşturan gözlerinize lanet olsun.

Ah bu gözler bana neler gösteriyor...

Rezilce amaçlara adanmış kirli kimselere bir toplumu yönetme ve mahvetme hakkı veriliyor, aynı toplum tarafından. Sonra o rezilce amaçlara inanmayanlara düşman kesiliyor çoğunluk. Bayılıyorlar kelimelerle ve taşlarla görüşlere saldırmaya. Daha iyisini istiyorum diyene diş gösteriyorlar ve sahte ütopyalarına savaş açanları hep birlikte hırpalıyorlar.

Bu haksızlar ne kadar kalabalıklar.

Sonra, hiçbir yere sığdıramayacağı kadar çok para ve kıymetli bir koltuktan başka umursadıkları şey olmayan yöneticiler görüyorum. Halkı birbirini dişleyip nefret kokuturken ülkeyi buram buram, yukarıdan sakince izlemekle kalıyorlar. Hiçbir şeyden endişeleri yok.

İşte, herkesin aynı gemide olmadığını böyle öğreniyorum.

Yıkanmış beyinler ve perde arkası hedefler görüyorum.''