ne kalır yaşamaktan geriye,

rüzgar mı yalnız yüzüne çarpan?

ya da günün hangi saati,

ellerinden dökülen

yıldızları toplamanın vaktidir,

kimsenin sormadıklarından 

aklını inşa etmenin vaktidir,

bakışlarını taktığın noktaya

dünyayı sığdırmanın vaktidir?

söyleyin,

bu vakitte

yaşamaktan ne kalır geriye,

hem yalnız rüzgar mı yüzüne çarpan?

ya kapılar ne olacak

unutuluşlar

otogar soğukları

aptal ağıtları

ellerin


biliyor musun siyahı renkten saymıyorlar burada,

geceyi günden.

denizi yalnız kıyısı için sevip

ağacın omuzlarına gölgeyi yüklüyorlar bilmeden.

akıp gitmeyi bilmeden var olmaya anlamı.

ve uykularımı kaçıran

ah

ya burası ise gerçek?

o zaman acımaz sahteliğim

o zaman,

kimseler bilmeyecek ama var mı ziyanı

bilmek de anlamsız kaldığı zaman?