Küçükken oturduğum mahallede zihinsel engelli bir çocuk vardı. Yanlış hatırlamıyorsam epilepsiydi. Bazen hiç durmadan aynı kelimeleri söyler ve sonrasında oturup uzun uzun boşluğa dalardı. Bazen bizim gibi hareketler yapardı ama bu hareketleri bilinçli yapmadığının hepimiz farkındaydık. Böyle zamanlarda ben de onu seyre dalar; onun, aslında bu dünyada yaşadığının farkında olmadığı ihtimalini düşünürdüm. Yani belki de onun hayal dünyasında yarattığı başka bir dünya vardı ve orada normal bir çocuk gibi oyunlar oynuyor, okula gidiyor, normal bir çocuk gibi yemek yiyor ve uyuyor olabilirdi. Belki de gerçek dünyada yaptığı hareketler, hayal dünyasında yaptığı hareketlerin yansımasıydı. Tıpkı bir simülasyon gibi. Ama ya aslında onun gerçekliğinin bile farkında olmadığı bu dünya, benim hayal dünyamda oluşturduğum bir simülasyonsa? Ya ben de başkasının simülasyonunda bir gerçeksem? Aslında on dokuz yaşında bir genç kız değil de dokuz yaşında zihinsel engelli bir çocuksam ya da kırk dokuz yaşında yatağa bağlı bir hasta ya da birinin balkonundaki bitki, akvaryumda bir balıksam?
Belki bu sorunun cevabını hiçbir zaman bulamayacağım ve aklıma her geldiğinde kafa patlatacağım ama eğer bulunduğum dünya, sadece başka bir gerçeklikte yaşayan Gizem'in hayal dünyasından ibaretse kurulabilecek en güzel hayali kuruyorum demektir.
pınar
2020-06-21T00:42:58+03:00Okumayı bitirdiğimde beni de bu konu hakkında düşünmeye sevk eden ilgi çekici bir yazı gerçekten, kalemine sağlık.