zamanın durmaksızın akmasına şaşıran
bir çocukluk haliydi aslında bütün her şey,
uyandık işte en sevimli yerinde rüyanın,
açma gözlerini.
***
bir aşk daha kendi cinayetini tasarlıyor
henüz ilk dönemeçte
ve ben,
güzel bir Paris akşamıyla girdiğim o şehirden
yıkık bir Bağdat gibi
acıyla ayrılıyorum şimdi.
***
sahaya atılmış yabancı bir cisimdi kalbim
ve stattaki bu uğultu
bir aşkın girdabını anlatan en suçlu şarkıydı...
***
sen kahve kokusunu severdin sevgili
bense kahve kokusunun
sana bulaştığı sabahları.
***
dokunabilseydin bir kez acının yüzüne,
cevap mı arardın kendi sorularına?