hissizleştiğim sahilin kenarında

martıları avlarken simitle

susamlar yere düşerdi 

mermi niyetine 


matem rengini alırdı bulut

hüzün çalardı gökyüzü 

bir tragedya kapağını andırırdı 

her şey 

kan çanağı gözleriyle gülerdi 

yaşamak  


uzaktaki vapur 

film şeridine bürünürdü 

biraz daha yaklaşırken iskeleye 

sorgulardım 

hafızamdan yitenlerle 

kalanları


sonra üşürdüm 

ellerimi ceplerime sokardım 

ne zaman çıkarırsam ellerimi 

gitmek kalırdı avuçlarımda 


giderdim 

giderdim


yaşamak bir alışkanlıktı 

ellerini cebinden çıkarmadan gitmekti. 


mart, 2020