Ozanın göçebe yüreğine han olursun
Münbit bahçelere kokulu reyhan olursun
Sümbüller istilâya durmuştu yanağında
Sen ki, çiçekler ağırlayansın konağında
Güz zamanı zülfüne köhne alamet kondu
İksirli bâden, ozanın kalbine dokundu
Seyreyle matemi, feryadım senin içindir
Tekmil ahlar, yüzündeki her benin içindir
Mücella gözbebeklerinde muazzam sızı
Beni sen ağula, göğün mültemi yıldızı
Bahçendeki erguvan, döndü göğün arşına
Bir de âlemin küstah gülünü al karşına
Başlasın bağların kâmedi, başlasın o cem
Çözülsün esrarın, hiç çözülmeyen bilmecem
Ey gül çehre, ey yemin bakışları imalı
Derviş söyler, abası kırk yerinden yamalı
Şu ötmeyen hûmaya, ya bir derman bulmalı
Yahut başını sokacak aşiyan kurmalı
Ozanın göçebe yüreğine han olursun
Kurumuş derelere taşkın ceyhan olursun
Sende mahfi kalmıştır, pek sevdalı kanatlar
Yorulmaz yolunda içimdeki ahsen atlar
Ey gül-i ruhsâr, melamet bağladı dilimi
Muntazırım, haydi yak şu sönmüş kandilimi
Haramiler! Yârimin yüzünde afet vardır
Sizlerin göremeyeceği ziyafet vardır
Mirim, emrindedir âşıklar ordugâhı
Bakışın, selama dizer bütün karargâhı
Vuslat arifesine kadar kalbim tımardır
Denize âşık ozan, kıyında bûtimardır
Hanende melek, veli ezgilerine kandım
Vefan için, en şûh güftelerinle yıkandım
Menevişindir içten içe kalbimi emen
Bu korlu ateşe dayanmaz bozkır ve çimen
Bir çelimsiz beliz gibi sönüverme hemen
Kurumuş çıralar gibi bitiverme hemen
Ozanın göçebe yüreğine han olursun
Âdemler için hülyalı imtihan olursun
Katırcı, yüküyle umudu çekmeğe benzer
Umut, çorak toprağa ağaç dikmeğe benzer
Sen, gönlü ganî olan erenlere benzersin
Bir katre kevserin derinlerinde yüzersin
Âşıkları mutlak visale erdiren kimdir?
Boyunlarındaki ilmiği gerdiren kimdir?
Gözlerindeki manayı her bakan anlamaz
Müfteri ağızlar bile seni yalanlamaz
Ozan ki âlem içinde dipsiz bir gayyadır
Fakat bütün ruhuyla karşında müheyyadır
Gör ozanı, masivaya akar gibi aktı
Sevdanın bilinmez rahmine güller bıraktı
Sen ki yurtsuz kuşlara sıcak mesken olansın
Bırak kıvrımlı asuman zülfüne dolansın
Kıvılcım düşen yürekler, hoş namını alsın
Bir günlüğüne kelebekler endamını alsın
Ozanın göçebe yüreğine han olursun
Aşığın olana yeni bir cihan olursun
Gül ağaçlarından renkler geçir zimmetine
Sırrın nedir, şaşılır senin bu himmetine
Kalbe mi değersin, yoksa inci gözlere mi?
Yahut dilimde manasız kalan sözlere mi?
Gönül tahtına aşk yeminini bozan gelir
Gülünce, yanağına nefis fürûzan gelir
Ey kuşattığım ülke, haşmetli uzak diyar
Kalbini fethe kalktım, kıl ozanı bahtiyar
Kabir gülü bile irkilmez hitabetinden
Kâseme bir damla bırak, alev şerbetinden
Yak da yansın ateşinle bu yavuz yüreğim
Hârelensin pak beden, tutuşsun zembereğim
Senin saf suların, nefaset akmadan dolmaz
Umman olan yüreğinde, âşıklar boğulmaz
Seni gören gözlerde acı baldıran olmaz
Bu kalbe senin gibi nazla saldıran olmaz
Ozanın göçebe yüreğine han olursun
Gazeli gönendiren bir gazelhan olursun
Bendim, tüm telleriyle tamburuna gerilen
Bendim yüzünü görünce yeniden dirilen
Senden aldım ey beyzade, saba rüzgârını
Hışırtılar büyüledi cılız damarımı
Başka yerde aramam, ahde vefa sendedir
Lokman’ın bulamadığı pak şifa sendedir
Ey nevres gül! Bize, saklı adını bağışla
Islansın yanağın bu masumane yağışla
Meylim, senden haber getirecek ulaktadır
Anlamım seste değil, dinleyen kulaktadır
Ozan ki, bahçende gezinir huşu bularak
Hiçbir toprakta açmayıp, tek sende solarak
Haydi gel! İlahi sesinle yapılsın sayım
Aşkın okundan kaçanlara, gerilsin yayım
Dileğini bağladığın gür dalın olayım
Sevdaya kürek çektiğin sandalın olayım
İbrahim Gür
2024-05-11T22:29:57+03:00teşekkür ederim
,
2024-05-11T22:28:27+03:00Çok güzel çok çok. Tebrikler