Kurumuş yabani otlar vardı suladığım
bağrımda dursun da varsın yeşermesin
yeniden harlansın diye hayatın küllenmişliği
günü gelince günleri tutuşturmaya
bari bir kıvılcım yetsin
alev rengi akşamüstüler gözlerimde
demek bağrımdaki otlardı
şimdi böyle vakitsiz tutuştu
bari bahara bakan yanlarıma değmesin
gençliğimin başındaki yangın
varsın sağanak yağmurlarla da sönmesin
Sen o kuytuda yatan;
seni serinletmeyen ağacın gölgesinde
daha ne kadar böyle oturabilirsin?
bir kere umudun yeli değdikten sonra tenine
sırtında kaç gömlek terletirsen terlet
yine de kurutamaz rüzgar
ne kadar sert eserse essin
tez kızardı ömrümüzün ham meyvesi
beklemedi ki bahar gelsin
bekleyemezdi vakti yoktu
muhayyel bir baharı nasıl durup beklesin?
daha yeni çiçeğe dönerken
ne bir kızgın güneş gördü üstünde
ne yaprağını yeşertecek bir yudum su
ama serpildi yine de
geceyi gündüzü bir tuttu
ben bulutlu göğe baktıkça şimdi bu şehirde
içimdeki insanın sessizliği gök gibi gürler
zorlu bir hasret gerilir ruhumun perdesine
tutamam ayrılığı ellerinden
her gidişin bir tutam ağırlığı kalır bende
Çünkü;
kırk kadın şairin bir parça hüznü
mutlaka saklı kalır gidende
hüzün ki insanın kendine attığı ağır bir iftiradır
lekeler kaplar yüreğinin akını
hiçbir renk karadan ayrılmaz
kimi gidişler bir başına olmaz
bir çokluğu betimler içimizde
hiçlikleri yaratır boşlukları büyütür
bunca güzel duyguların yok sayıldığı yerde
koşuşturmacayla yaşarken hayatı
soluklanmak için düşlediğimiz gölgelerde
Meriç Koç
2022-08-15T01:37:21+03:00"hüzün ki insanın kendine attığı ağır bir iftiradır
lekeler kaplar yüreğinin akını
hiçbir renk karadan ayrılmaz" Çok güzeldi. Kaleminize sağlık...
Cevahir
2022-08-14T22:53:46+03:00Teşekkür ederim yüreğinize sağlık.
Cansuyuu
2022-08-14T18:25:35+03:00Çok güzel..
Böylesine güzel bir şiir daha iyi yerlerde görülmeyi hak etmiyor mu? Daha büyük kitleler tarafından görülmeyi..